Gençlik yılları
Dimitri Kantemiroğlu 26 Ekim 1673 tarihinde o zamanlar Osmanlı Devleti'ne bağlı Boğdan eyaleti olarak bilinen bugünkü Romanya sınırları içindeki Silişteni kasabasında (Kasabanın ismi sonradan Dimitrie Cantemir olarak değiştirilmiştir) doğdu. Babası Konstantin Kantemir okuma-yazma bilmediği halde Boğdan siyasetinde söz sahibi olmuş bir beydi. Annesi Ana Bantăş ise soylu bir ailenin çok iyi eğitim almış kızıydı. Dimitri ve erkek kardeşi Antioh çok iyi eğitim aldılar. Dimitri gençliğinde Latince, Yunanca ve İslav dillerinin yanı sıra din bilgisi ve silah kullanmayı da öğrendi. Genç yaşlarda müziğe ilgi duydu. Çağdaş Romen yazarlarının araştırmalarına göre müzik zevkini, flütle Boğdan havaları çalan babasından almış, Boğdan’dayken müziğin temel kurallarını da öğrenmiştir.
Dimitri Kantemiroğlu 14 yaşına geldiğinde Osmanlı Devleti babasını Boğdan beyliğine atadı. Geleneğe uyularak genç Dimitri 1687 yılında rehin olarak İstanbul’a gönderildi. Öğrenimini İstanbul’da sürdüren Dimitri, Rum Ortodoks Patrikhanesindeki akademide antik Yunan ve Latin kültürüyle Bizans ağırlıklı Ortodoks kültürünü, Enderunda ise Osmanlıca, Farsça ve Arapça dillerini öğrendi. Osmanlı siyaset ve kültür çevreleriyle yakın ilişki kurdu. Osmanlı Devleti’nin siyaseti, kurumları, etnik durumu ve İslam dini ve sanatına ilişkin bilgiler edindiği gibi Batı’daki hümanizma hareketlerini izlemeyi de ihmal etmedi. Müziğe olan ilgisi İstanbul'da da devam etti. Türk müziğine merak sardı. Kemani Edirneli Ahmed Çelebi’den bu müziğe ait bilgiler, Tamburi Angeliki’den ise tambur öğrendi. II. Ahmet zamanında Enderuna öğrenci olarak alındı. Kantemiroğlu’nun besteci olarak önemi, oluşturduğu nota sistemiyle pek çok yapıtı notaya almış olmasındadır.
Boğdan Beyliği dönemi
Bir gravürde Dimitri Kantemiroğlu
Dimitri Kantemiroğlu 1693 yılında babasının yerine Boğdan beyliğine getirildi ama hakkındaki şüpheler üzerine ülkesine dönmesine izin verilmedi. Saraya yaptığı ısrarlar sonucu ancak 1710 yılında Boğdan beyi olarak ülkesine dönebildi. Ülkesine döndükten sonra yaptığı ilk iş, güvendiği bir adamını Rus Çarı'na göndererek Rusya'nın desteğiyle Boğdan Prensliğini süresiz olarak kendisi ve sonra da evlatları için istemek oldu.
Çar Büyük Petro bu teklifi kabul edince aralarında bugünkü Ukrayna'nın Lutsk kentinde gizlice bir antlaşma imzalandı. Dimitri Kantemiroğlu bir kısım boyarla beraber Osmanlı yönetimine isyan bayrağı açtı (Temmuz 1711). Aynı yıl çıkan Osmanlı-Rus Savaşında Büyük Petro yenilince Kantemiroğlu Boğdan beyliğinden azledildi. Yerine Fenerli Rum Nikola Mavrokordato getirildi. Canını kurtarmak için Rusya'ya kaçmak zorunda kalan kalan Kantemiroğlu hayatının geri kalan kısmını Rusya'da geçirdi. Rusya'dayken Osmanlı tarihi hakkında yazdığı bir eseri ve diğer kitapları sayesinde Rus edebiyatının başlangıcına sebep olduğu ileri sürülmüştür. Dimitri Kantemiroğlu 1723 yılında bugünkü Ukrayna'nın Harkov kentinde kendisine ait Dmitrievsk konağında öldü. Kantemiroğlu'nun çocukları 18. yüzyılda Rusya siyasetinde üst düzeyde rol oynadılar. Rusya'da gömülen Kantemiroğlu'nun naaşı ancak 200 yıl sonra 1935 yılında ülkesi Romanya'ya gönderilerek Yaş kentinde tekrar toprağa verildi.
Klasik Türk Müziğine katkıları
Ayrıca bakınız: Kantemiroğlu Edvarı
İstanbul'da yaşadığı dönemde ney üflediği de söylenen Kantemiroğlu, saz çalmanın kazandırdığı bilgilerle, Türk müziğinin kuramsal temelini kısa zamanda öğrendi. O dönemde, kuramsal konuları en iyi bilenlerden biriydi. Müzik meraklısı olan Hazine-i Hümayun müdürü İsmail Efendi ile saray hazinedarı Latif Çelebi’nin ısrarlarıyla ünlü kitabını yazdı (19 yaşında nasıl böyle bir kitap yazabildiği her ne kadar şaibeli ise de). Kısaca Kantemiroğlu Edvarı diye anılan, Kitab-ı İlmü’l-musiki ala vechi’l-hurufat (Mûsikiyi Harflerle Tespit ve İcrâ İlminin Kitabı) adlı kitap iki bölümden oluşur. Birinci bölümde makamlar, perdeler, usuller üstüne müzik teorisi bilgilerini, ikinci bölümde ise 16. -17. yüzyıla ait, arasında kendi bestelerinin de bulunduğu toplam 349 bestenin notasını verir. Kitap Osmanlı padişahı II. Ahmet’e sunulmuştur. Kantemiroğlu'nun kitabında yer alan besteleri kendi buluşu olan bir müzik notasyonuyla kaydetmesi sayesinde birçok besteyi yok olmaktan kurtarmıştır.
Türkiye’deki çağdaş müzikoloji çalışmalarında, Kantemiroğlu'nun önemine ilk kez dikkat çeken Rauf Yekta Bey oldu. 1912’de Şehbal dergisinde yayımladığı iki yazı ile Kantemiroğlu'nun biyografisini sundu. Hüseyin Sadeddin Arel de aynı dergide bu edvarı yayımlayarak yapıt üstüne açıklamalarda bulundu. O. Wright, Yalçın Tura ve Romen müzikolog Eugenia Popescu-Judetz, Kantemiroğlu hakkında pek çok çalışma yaptılar. Bunlardan biri 1999 (Popescu-Judetz'in çalışması) , diğeri 2000 (Yalçın Tura'nın çalışması) yılında Türkiye'de yayımlandı.
Edebi kişiliği
SSCB, posta pulu, Dimitri Kantemiroğlu, 1973 (Michel 4175, Scott 4132)
Dimitri Kantemiroğlu İstanbul'da yaşadığı süre (1687-1710) boyunca sadece Türk müziği değil, tarih, siyaset, felsefe ve din konularında da birçok kitap yazdı. Romence/Rumca yazdığı Divanul sau Gâlceava Înţeleptului cu lumea sau Giudeţul sufletului cu trupul (1698) (Vücutla Ruh Arasındaki Anlaşmazlık Konusunda Ulaşılan Hükümün Divanı) felsefi bir kitaptır. Istoria ieroglifică (1705) Romence yazılmış ilk roman olarak bilinir.
Rusya’dayken yazarlığa devam eden Kantemiroğlu 1714-1716 yılları arasında Osmanlı tarihi hakkında Latince bir kitap hazırladı. Batı'da Osmanlı Devleti konusunda oluşan önyargıların büyük kısmına bu kitabın sebep olduğu ileri sürülmüştür. Kitap, Avrupa devletlerine Türkler'i yenilgiye uğratmak için hayati önem taşıyan siyasal ve askeri öğütler içermekteydi. Çar Büyük Petro kitabın bir an önce Rusça'ya çevrilmesi için emir verdi. Kitap daha sonra 1734 yılında İngiltere'de, 1743 yılında da Fransa'da yayımlandı. İngiltere Kraliçesi Caroline'ın uzun süre bu kitabı başucundan ayırmadığı söylenir.
1714 yılında Berlin Kraliyet Akademisi'nin isteği üzerine Kantemiroğlu Boğdan'ı coğrafi, etnik ve ekonomik açıdan tanıtan Descriptio Moldaviae (Boğdan'ın Tasviri) kitabını yazdı, Boğdan'ın tarihteki ilk haritasını hazırladı. Roma-Cermen İmparatoru VI. Karl, hizmetleri karşılığında Kantemiroğlu'nu Roma-Cermen Prensi sıfatıyla onurlandırdı.
Türkiye'de yayınlanmış kitapları
Kitab-ı ilmül Türk, (1.c.), Yapı Kredi Yayınları Limited Şirketi, ISBN 975-08-0168-7
Kitab-ı ilmül Türk, (2.c.), Yapı Kredi Yayınları Limited Şirketi, ISBN 975-08-0169-5
Kitbü-l ilmül - musiki, Yapı Kredi Yayınlari Limited Şirketi, ISBN 975-08-0060-5
Osmanlı İmparatorluğunun yükseliş ve çöküş tarihi,(1.c.),