Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

16. Yüzyıl Ortalarından 17. Yüzyıl Sonuna Kadar

Osmanlı Tarihi - III. Cilt, 2. Kısım

İsmail Hakkı Uzunçarşılı

Osmanlı Tarihi - III. Cilt, 2. Kısım Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı Tarihi - III. Cilt, 2. Kısım sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Tarihi - III. Cilt, 2. Kısım kitap alıntılarını, Osmanlı Tarihi - III. Cilt, 2. Kısım en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şeyhülislâm Feyzullah Efendi
Feyzullah Efendi'nin malî işlere müdahalesine karşı ne defterdar ve ne de vezir-i âzam ses çıkaramazlardı; aldığı rüşvetlerden ve gelen bol hediyelerden başka elini devlet hazinesinin içine sokacak kadar küçüklük göstermiştı; her sene hazineye 11386 kuruş varidat getiren Bâlbek mukataasının 4166 kuruşunu tenzil ile 7200 kuruşunu kendisine temlik ettirmişti.
Sayfa 484Kitabı okudu
Boşnak Hüsrev Paşa
Azim ve irade sahibi, orduyu zabt ve rabta muktedir doğrulukla tanınmış bir vezir ise de fevkalade gazablı, kendini beğenmiş lüzumsuz yere çok kan dökücü idi; öldüreceği kimseleri önüne getirterek otağında iskemle üzerine oturup katillerini seyrederdi; asabi ve çabuk hiddetlenir olduğun dan cüz'i kusurdan ötürü adam öldürtürdü.Abaza Mehmed Paşa isyanını bastırması takdire şayandır.
Sayfa 383Kitabı okudu
Reklam
Yeniçeri Ocağı
Yetmiş dört yaşında ve ordusunun başında olarak Sigetvar kalesi önünde vefat eden KANUNI SULTAN SÜLEYMAN'ın vefatı müteakip yeni hükümdar II. SELİM, Belgrad'a gelerek ordunun dönüşünü bekliyordu; bu sırada Vezir-i azam SOKULLU MEHMED PAŞA'nın askerin cülüs bahşişleri hakkında kanun ve teamülü arz eden takriri geldi; fakat SultAN SELİM, maiyyetindeki bazı tecrübesiz adamların sözlerine uyarak veziri-âzamın tavsiyesine riayet etmedi; bunun üzerine SULTAN SÜLEYMAN in vefatindan mütevellit büyük teessürün de tesiriyle yeniçeriler, kanunlarına riayet edilmediğinden dolayı serkeşce bir vaziyet alarak dediklerini yaptırmak suretiyle hükümet otoritesini kırdılar.
Sayfa 270Kitabı okudu
"Has kimin ise o hastaki köylü de o has sahibinindi; köylünün ekip biçtiği yerlerin öşrü ve resimleri has sahibine ait olup köylü ekip biçmezse has sahibinin vergisine halel geleceği için elindeki toprağı alınarak başka birisine verilirdi."
Sayfa 310 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Lala Mehmed Paşa
Lala Mehmed Paşa tedbirli, tecrübeli,vakar sahibi ve orduda kendisini sevdirmiş,hudut ahvaline vâkıf değerli bir vezirdi;sadareti iki sene sürmüş olup I.Ahmed tarafından kıymeti bilinmemiştir.
Sayfa 362Kitabı okudu
Vezir-i âzam Kemankeş Kara Mustafa Paşa'nın katlinden sonra Sultan İbrahim'in tedricen artan sefahati ve kendisinin hal'i ve katlinden sonra oğlu IV.Mehmed'in ilk sekiz senelik saltanatı zamanı Osmanlı maliyesinin en buhranlı devirlerinden biri olmuştur.
Sayfa 335Kitabı okudu
Reklam
Kuyucu Murad Paşa
Bir gün Celâlileri takip ile elde ettiklerini çadırı önünde katlettirerek kazdırdığı çukurlara attırırken, orduya mensup olan bir sipahinin atının terkisinde bir çocukla geçtiğini görüp çocuğu attan indirterek yanına çağırmış, kim olduğunu sormuş, çocuk kıtlık sebebiyle babasiyle birlikte karın tokluğuna Celâlilere katıldığını ve babasının şeştar (altı telli saz) çaldığını söylemiş. Bunun üzerine Murad Paşa gülüp baban Celâlileri şevke getirirdi diyerek çocuğun öldürülmesini emretmiş; fakat gerek cellatlar ve gerek yeniçeriler ve paşanın maiyyeti öldürmek istememişler bunun üzerine ihtiyar vezir-i âzam arkasından kürkünü çıkarıp çocuğu hendek kenarına götürüp işini bitirerek çukura atmış, sonra yerine gelip otururak etrafındakilere ve yeniçerilere: -Kalenderoğlu ve Kara Said gibi eşkiya analarından at ve mızrak ile doğmadılar, hep böyle çocuk idiler; sonra büyüyüp âlemi fesada verdiler, nice bin insanı öldürüp mallarını mübah saydılar; bu oğlan bunlarla gezip bunların terbiyesiyle yetişmiştir: büyüyünce bu fesadın lezzeti dimağından gitmez akıbet bu da bir bela olur; fesadın kökünü kesmek bu gibilerin yok edilmesiyle mümkündür demiştir.
Sayfa 365Kitabı okudu
Kırım Hanları
Vezir-i âzamların ordudaki mevkilerine rağmen Kırım hanlarının teşrifattaki dereceleri vezir-i âzamdan yukarı idi; meselâ pâdişah tarafından kabullerinde ehram veya minder üzerine otururlardı;halbuki vezir-i âzam XVII.yüzyıl ortalarından itibaren padişah huzurunda ayakta dururdu;yine Kırım hanı ata biner veya attan inerken pâdişahlara mahsus binek tahtası üzerine ve vezir-i âzamlar ise iskemle üzerine basarlardı.
İstanbul rumlarının hıyanetleri hakkında. Düşün ve unutma!
1616-1619 ve 1623-1626 senelerinde iki defa Boğdan voyvodası olduğu görülen Radu Mihne zamanında Romanya'ya İstanbul rumları gelerek ticaretten başka hükümet işlerine de karışmağa başlamışlar ve bu suretle daha evvel başlayan patrikhane ve kilise nüfuzundan başka Boğdan siyasetine de hâkim olmağa çalışmışlardır.
Hezarpare Ahmed Paşa
Bosna'nın kilidi mesabesinde olan Kilis kalesinin Venediklilerin eline geçmesini pâdişah Sultan İbrahim'den saklayarak Venediklilerin elde ettikleri şeyin bir kilise olduğunu söylemek suretiyle koca Kilis müstahkem kalesini kilise diye yutturmuştur.
Sayfa 395Kitabı okudu
89 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.