Osmanlı'nın Yazılmamış Tarihi

Yavuz Bahadıroğlu

Osmanlı'nın Yazılmamış Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı'nın Yazılmamış Tarihi sözleri ve alıntılarını, Osmanlı'nın Yazılmamış Tarihi kitap alıntılarını, Osmanlı'nın Yazılmamış Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fert ve millet olarak “duyum”dan “okudum”a geçemezsek, hiçbir bilginin kaynağına ulaşamayız. O zaman da, bilgiye ulaşanlar bizimle oynar...
Sayfa 31 - Granada YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı padişahları teb’asını (milletini) “Allah’ın emaneti” olarak görür, böyle gördüğü için de akıl hastalarına bile değer verirlerdi. Avrupa akıl hastalarını “içine şeytan girdi”ği gerekçesiyle yakarken, Osmanlı, her eyalette yaptırdığı “bimarhane”lerde (akıl hastaneleri) hastaları musiki ve su sesiyle tedaviye çalışırdı (bu yöntemin etkili olduğunu modern tıp da söylüyor). Ayrıca temiz elbise giydirir, ceviz karyolalarda yatırırdı... İşte bu yüzden, İstanbul’daki bimarhaneleri gezen Mongeri Pere, “Buralar Avrupa’nın ancak asırlar sonra ulaşabileceği hayal müesseleridir” demişti. Küçük bir not: Akıl hastalarının tedavisinde musikiden yararlanmaya ABD ancak 1956 yılında geçebildi...
Sayfa 20 - Granada YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Muhteşem Yüzyıl”ı, yani Kanuni Sultan Süleyman ve dönemini anlatmak iddiasında olan dizinin hemen başında iki temel unsur öne çıkıyor: 1. Şiddet (baş kesme sahnesi)... 2. Cinsellik... Bunlar dizinin hangi eksen üstünde gelişeceğini gösteriyor. Belli ki dizi şiddet ve cinsellik ekseninde gelişecek. Çünkü bunlar en çok merak uyandıran ve seyirci toplayan unsurlardır. Peki, ama Kanuni dönemi böyle bir dönem midir? Bunu umursadıklarını sanmıyorum: Maksat ilginçlik olsun, küp dolsun! İlginçlik uğruna tarih tahrif edilecek, Osmanlı padişahlarının en büyüklerinden biri torunlarının nazarında kirlenecek...
Sayfa 145 - Granada YayınlarıKitabı okudu
harem
Sadece o dizide değil, genel olarak yazılanlarda ve yapılanlarda harem, bir “kadın çiftliği” gibi takdim ediliyor. Oysa harem padişahın hem eşlerinin, hem kızlarının, hem oğullarının yaşadığı bölümdür. Yutturulmak istendiği gibi, bir eğlence yuvası değil, sözün tam anlamıyla “aile yuvası”dır. Haremde hiçbir kadın yaka-bağır açık geçmez. Dekolte bilinmez.
Sayfa 142 - Granada YayınlarıKitabı okudu
Çalışmayanın başardığı görülmemiştir.
Sayfa 24 - Granada YayınlarıKitabı okudu
Savaş tazminatı olarak Fransa Kralı, Osmanlılara 200 bin duka altını (Bizans para birimi) ödeyecek, buna karşılık Osmanlılar da esirleri serbest bırakacaklardı. Anlaşma sağlandıktan birkaç gün sonra, Yıldırım Bayezid, bütün Avrupa’ya “Korkusuz” unvanıyla nam salmış Jan’ı ve Avrupa’nın diğer “namlı komutan”larıyla “cesur” şövalyelerini görmek istedi. Hemen huzuruna getirdiler. Esirlerin endişeyle bakındıklarını görünce, Padişah teselli etme gereği duydu: “Merak buyurulmasın” dedi yumuşak bir sesle, “kralınızla anlaşmaya vardık. Sizi serbest bırakacağız. Ancak memleketinize uğurlamadan önce, sizinle tanışmak ve ekmeğimizi paylaşmak istedik. Lütfen kendinizi esirim değil, misafirim olarak kabul ediniz.” Korkusuz Jan ve diğerleri Padişah’ın bu sözleriyle rahatlamış, derin bir nefes almışlardı. Yemeğe oturdular. Korkusuz Jan yemekten sonra şu ifadelerle Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’e teşekkür etmeye çalıştı: “Esir olduğumuz süre içinde kimse tarafından horlanmadık, tartaklanmadık, hiçbir hakarete uğramadık. Hattâ kimse para keselerimize dokunmadı, ibadetimize ve kıyafetimize kimse karışmadı, bizimle kimse alay etmedi. Aksine saygı gördük. Yazık ki, biz sizi yanlış tanırmışız! Bir daha Osmanlı’ya kılıç çekmeyeceğime şerefim üzerine yemin ediyorum.”
Sayfa 28 - Granada YayınlarıKitabı okudu
Reklam
58 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.