Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstanbul’da Gündelik Hayat, Toplumsal Cinsiyet ve Marjinalitenin Sınırları (1830-1930)

“Öteki” Modernleşme

Cem Doğan

“Öteki” Modernleşme Gönderileri

“Öteki” Modernleşme kitaplarını, “Öteki” Modernleşme sözleri ve alıntılarını, “Öteki” Modernleşme yazarlarını, “Öteki” Modernleşme yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tanzimat sonrasında toplumsal yaşantıda ve zevklerde görülen Batılılaşma ve dolayısıyla da bireyselleşme eğilimleri, bir yandan kadını kamusal alandan izole edilmiş bir ev kumkuması olarak tahayyül etmekten vazgeçmeye çabalamış, diğer yandan da bu kamusallığın sınırlarının nerede başlayıp nerede biteceğini belirleyemediğinden onu ikircikli bir konuma itmiştir.
Sayfa 263Kitabı okudu
Birini ya da birşeyi idealize etmek, kötülükten korunma isteğidir aslında. İnsan korktuğu şeyi savuşturmak istediğinde onu idealize eder.
Sayfa 245Kitabı okudu
Reklam
1889'da Bakırköy taraflarında inşa edilmek istenen tiyatroya, Müslüman kadınların buraya giriş çıkışlarının yasak olması önkoşulu ile razı olunmuştu. II.Meşrutiyet'in ilanından bir kaç ay sonra meydana gelen bir olayda ise Beykoz da açılan bir tiyatroda yalnızca kadınlı erkekli grupların karışık bir biçimde oyunlar tertip etmeleri değil, aynı zamanda izleyicilerin de karışık gruplar halinde oturduğu belirtiliyordu. Buna göre, bu tiyatrolara gelen kadınlar İslam kadınlarına yakışı kalmayacak şekilde açık saçıktılar ve erkeklerle içli dışlıydılar. Bu nedenle de, Zaptiye Nezareti tarafından tiyatronun faaliyetlerinin durdurulması kararı alınmıştı. Kadınların kamusal alanlara ait olmadığı algısı, kamusal alanda yer alan mekânları mahrem kılınmasını da beraberinde getirmiştir.
Sayfa 208Kitabı okudu
Osmanlı yönetimi Müslüman kadınların görüntüsüne gayrimüslimlere nispeten çok daha büyük bir alaka gösteriyordu. Müslüman kadınların bedenleri öylesine kutsal addediliyordu ki, 1911'de Müslüman kadınlarının tesettürlü kıyafetleri aleyhine bir yazı neşreden Rus tebaasından Kafkasyalı Mehmed Hadi Efendi derhal Osmanlı hudutlarının dışına tard ediliyordu.
Sayfa 207Kitabı okudu
Rönesans ve aydınlanma düşünü, Orta Çağ'ın mahremiyet ve müstehcenliği mütekabil bir düzleme yerleştirdiği geleneği tersyüz etmiş ve sanatın, bedenin yeni bir oto-portresini çıkarmasına olanak tanımıştı. Bedenin yalnızca öteki dünya için hazırlanması gereken bir varlık olmadığı, aynı zamanda bu dünyada da onu ihtiyaçlardan yoksun bırakarak terbiye etmek yolundaki çileci Hıristiyan öğretisi de böylece çözülmüş ve yerini cinsel bir özgürleşime bırakmıştı.
Sayfa 197Kitabı okudu
XVI. yüzyıldan itibaren beden sağlığını mümkün olduğu kadar uzun süre koruma düşüncesi yerleşmeye başlamıştı. Sağlıklı bedeni, güzel bir şekilde yaşlanmayı göklere çıkaran kitaplar bunun bir kanıtıdır. İnsanın yer yüzündeki ömrünü uzatmak için yepyeni bir istek duyması, fani dünyadaki hayatın, birtakım bağnaz söylemlerin telkin ettiği gibi bir gözyaşı vadisi olmayabileceği görüşünden de aynı düşünülemez. Bu iyimserlik ve insanoğlunun kara bahtını yenme arzusu, Rönesans'ta kent kültürünün temelini oluşturur.
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
romantik aşk
Romantik aşk, alt-sınıfları (ki bununla büyük ölçüde işçileri kastedilmekte dir) oyalamak, gittikçe artan sosyal huzursuzluğa ve işçi hareketlerine bir ket vurmak ve toplumsal evrende dikkat dağıtıcı bir işlev görmesi için kapitalizmin içinden geçtiği ilk ciddi krizin açtığı gediğe yapıştırılacak bir tür yara bandıydı.
Sayfa 134Kitabı okudu
Osmanlı Modernleşmesi
Kadın eğitiminin Osmanlı modernleşmesinin cinsiyet rejimiyle yakından ilişkili olduğu iddia edilebilir. Zira ülkenin geleceğini tayin edecek erkekleri yetiştiren kadınların modernleşmeden nasiplerini almaları gerektiği savıyla yola çıkan eğitim kurumlarının eğitimli kadından çok eğitimli anne namzeti yetiştirmesinin altında yatan başat etkenin esasında doğrudan erkeklerle ilgili bir ülküye işaret ettiği görülür. Osmanlı cinsiyet rejiminin ataerkil karakteri klasik dönemde kadının eğitilmesi konusunu tartışmaya lüzum görmemişti.
Sayfa 118Kitabı okudu
Osmanlı Modernleşmesi
Paradoksal biçimde, modernleşme taraftarları ne yardan ne de serden vaz geçiyorlar; hem İslami yaşam biçiminin özünü korumaya çabalarken hem de Batılılaşarak modernleşmek istiyorlardı.
Sayfa 118Kitabı okudu
Osmanlı modernleşme sürecinde eğitim
Eğitim alanında gerçekleştirilen en önemli yeniliklerden biri, 1870 yılında hizmet vermeye başlayan Dâr'ül-Muallimat yani Kız Muallim Mektebi'nin açılmasıydı. Günümüzde de geçerliliğini koruyan, kadın için en ideal mesleğin öğretmenlik olduğuna ilişkin köklü kanaat de muhtemelen bu okulun ve Tanzimat kadının erkeklerle olmak yerine çocuklarla iç içe olmasinin onun için ahlaki açıdan daha uygun bir çalışma zemini hazırlayacağı yönündeki inancın bir ürünüdür.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı'da kahvehane
Biri kahveci olmak üzere üç yeniçeri Ahırkapı civarında sur üzerinde denize nâzır kahvehaneye yoldan geçen bir yorgancı genci zorla çekip alırlar. Delikanlıya sabaha kadar zorla rakı içirip köçek yerine oynatırlar. Sabah olunca saldıkları genç adam başından geçenleri babasına aktarır ve babası da Alemdar Paşa'ya şikâyete gider. Bunun üzerine Paşa, kahvehaneyi basar, üç hayta yeniçeriyi kahvenin içerisinde astırır. Dahası bununla da yetinmez ve tersaneden getirttiği mancınıkla kahveyi içindeki cesetler ve tüm eşyasıyla beraber sur üstünden söktürüp denize yuvarlatır. Cezanın şiddetine bakılırsa, yeniçerilerin genç oğlanı şehevi istekleri için kullanmış olduklarını düşünmek de yersiz olmaz.
Osmanlı'da kahvehane
1902 yılında Zaptiye Nezareti'ne sunulan bir arzuhalde, dini eğitim veren okulların talebeleriyle naiplerden bazılarının kahvehanelerde tavla, domino ve dama gibi oyunlarla vakit öldürdüklerinden ve bunların okullarına düzenli bir biçimde devam etmeleri için tayin edilen memurların da görevlerini savsakladıklarından şikâyet ediliyordu.
Osmanlı'da kahvehane
Toplumsal ayrışmanın cinsel kimliklere özgü yapısal nitelikleri dolayısıyla kahvehanenin açıkça eril-kamusal bir düzlemde yer aldığı iddia edilebilir. Kadınların kahvehane gündemine dolaylı yoldan konu olmaları ise daha ziyade ahlaki kaygılardan doğmuştur. Uygunsuz kadınların mahalleyi mesken tuttukları ve eve erkek almak suretiyle mahallenin haysiyetini lekelediklerine ilişkin yayılan dedikoduları müteakip ilgili kadınların evlerine baskın verilmesi kararının alındığı mekân çoğunlukla kahvehaneler oluyordu. Bu durum, Osmanlı kahvehanelerinin gayriresmi olmakla birlikte bir tür yerel ahlak kulübü işlevi gördüklerini de kanıtlar. Dolayısıyla Osmanlı kahvehanesi bir "izleme ve izlenme mekânı"ydı. Bu bağlamda, Osmanlı kahvehanesinin yerel güvenliğin teminatı konusunda önde gelen mekânlardan biri olduğu anlaşılmaktadır.
Osmanlı kahvehanesi
Osmanlı kahvehaneleri siyasal iktidarın şahsına karşı birer tehdit unsuru oluşturabilecekleri düşüncesinden hareketle çoğu kez düşmanca bir tavırla karşı karşıya da kalmaktaydılar. Müslüman toplumunun değişik mevkilerinden birçok erkeğin ortak buluşma alanı olarak, siyasi mesajlar ve gündeme ilişkin kültürel fenomenler kahvehane müşterileri ta rafından İstanbul'un dört bir tarafına kolayca yayılabilir; toplumun bazı kesimlerince de desteklenirse Sultan'ın yönetimine 103 kafa tutabilecek bir güce erişebilirdi. Bu bakımdan, protest kimliğe kolayca bürünebilecek bir yapıya sahip olması nedeniyle kahvehaneler aracılığıyla kamusallaşma eğilimlerine bir ket vurulmak istenmiştir.
Âdab-ı Muâşeret'te Modern Osmanlı Erkekliğinin İnşası
Âdâb-ı muaşeret geç XIX. ve erken XX. yüz yıl boyunca sürekli ideal bir Avrupai Osmanlı erkekliği yaratmanın peşinde koşan bir proje halini almıştır. Dolayısıyla, âdâb ı muaşeretin medenileştirme misyonu kadar politik bir içeriği de vardır.
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.