Elimden bırakmak istemediğim bir kitap oldu. Yazar ülkesinin hikayesini ailesinin hikayesi ile harmanlayarak roman tadında bir anlatı çıkarmış ortaya. Bir genç kız büyürken ülkesinin parçalanma öyküsü anlatılıyor bize. Önce eski düzeni (sosyalizm) okuyoruz sonra her şey birden değişiyor,zemin ayaklarının altından kayıyor ve bir çete düzeni hakim oluyor. Önce sosyalizmi okuyoruz doğrusu ve yanlışı ile, özgürlük kavramını sorgulamaya başlıyoruz.Sonra bir kaosa sürüklenen ülkeyi, düzenin yıkılışını ve yeni gelen düzenin oluşturduğu sözde özgürlüğü sorgulamaya devam ediyoruz. Değişimin sancısı, kendini, kimliğini arayan insanlar, karmaşaya , çatışmalara teslim bir halk...Ailenin öyküsü ilerlerken asıl Arnavutluk'un hikayesi işliyor içimize.Tarihin bir halkı nasıl etkilediğini, aileleri nasıl bölüp parçaladığını görüyoruz.Fikirleei, düşünceleri de çarpıştırıyor yazar, kendi ararken bize de sorduruyor "Doğru olan ne?"
Çok çok beğendim.Bir anda tüm değerlerin değişmesi, yıkılan bir ülkede kimlik buhranına giren bir halkı anlatması açısından İkinci El Zaman ve bir parçalanma, dağılma ve kimlik çatışması anlatısı açısından da Acı Bakanlığı ile arasında bağ kurdum. Onlar da tavsiye.