Paf ve Puf

Salâh Birsel

Paf ve Puf Sözleri ve Alıntıları

Paf ve Puf sözleri ve alıntılarını, Paf ve Puf kitap alıntılarını, Paf ve Puf en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir yapıtı öylesine okumalı ve özümlemeli ki insan bir daha ona dönmeye gerek duymasın.
Sayfa 112 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Gönlünden geçeni öldürmek,sevginin ta kendisidir.
Sayfa 108 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fantoma Geliyor … bir denemecinin kimi zaman yazısını, en gırgır yerinde kesmesinin büyük yararı vardır. Bu, okurların yüreğine öyle bir korku döşer ki, yazarın bir başka yazısını okumaya kalkanlar, "Aman şimdi bitecek" ya da "Ah bitti, bitti kül oldu" diye ona dört elle sarılırlar. Bir denemeci içinse bundan büyük başarı düşünülemez. Bir bakıma yazının bir yerde kesilivermesi okurların biraz hava almalarına da yol açar. Bu, çok önemli sorunlardan biridir. Bizcesi okurlar, tütün depolarındaki tütünler gibi sık sık havalandırılmalıdır. Böylece onların birtakım kırpık saçlı durumlara düşmeleri engellenmiş olur. Hoş, yazarların da aynı biçimde ve aynı sıklıkla havalandırılmalarına gerek vardır onların zaten kokuşuk ve mayaşık olmaları karşısında bunun bir anlamı yoktur.
Sayfa 81 - Sel, 2. baskı
İlginç Bir Salyangoz … Hah, işte geldik Henry Miller'a. O, hiçbir yönteme bağlı kalmadan okur. Ne okursa da her kitap onu anabadula eder. Yemek kitaplarıyla bile kendinden geçtiği olur. Virginia Woolf'un tersine, Dostoyevski de tanrısıdır. “Budala”nın Prens Mışkin'ini bütün roman kişilerinin üstünde tutar. Rus yazarının kişilerinde bulduğu şeyi
Sayfa 112 - Sel, 2. baskı
İlginç Bir Salyangoz André Maurois'nın anneannesi doksan yaşına çengel attığı vakit bile, bir gün olsun, yeni yazarları okumaktan geri kalmamıştır. Okumak budur. Yaşamın boyunca binlerce kitap devirmedinse hiçbir şey okumamış sayılırsın. Aralık aralık, yasak savmak, bir toplulukta utançlı duruma düşmemek ya da geceleri uykuyu egavlamak için
Sayfa 109 - Sel, 2. baskı
Türkiye Nasıl Kalkınır? … Lenin, İsviçrelilerin dürüstlüğü karşısında çarpılmıştır. Bu donakalma öyküsünü bize Lenin'in karısı Nadejda Krupskaya anlatır. Çünkü, kocasından önce çarpılan da o olmuştur. Öykü şöyledir: İsviçre et getirtmekte güçlüklerle karşılaştığı için hükümet günün birinde, halkı haftada iki gün et yememeye çağırır. Ama kasaplarda yine de her gün et satılmaktadır. Bir akşam, Bayan Krupskaya, kasaptan etini almış, eve gelerek yemeğini vurmuştur. Gaz ocağının başında oyalanırken sofaya çıkan ev sahibesi Bayan Kammerer'e Hükümet'in çağrısına halkın uyup uymadığının nasıl denetlendiğini, bu iş için evlerin çevresine gözcüler mi dikildiğini sorar. Ev sahibesi, bu hiç beklemediği soru karşısında şaşırır. Karşılığı şöyle olur: –Denetlemeye gerek yok ki... Bu konuda güçlüklerle karşılaşıldığı bir kez yayımlandı. Bu yeter. İşçiler et yenmeyecek günlerde et yemez. Bunu yapsa yapsa kentsoylular yapar. İsviçrelilerle ilgili bir dürüstlük davranışına da bizim Ahmet İhsan tanık olmuştur. Servetifünun gazetesinin yöneticisi Zürich’e ayak bastığı gün, İstasyon Caddesi’nde bir sürü sarraf dükkânı görmüş, birine girerek cebindeki Alman ve İngiliz liralarını İsviçre parasıyla değiştirmiştir. Öğle yemeğinde paralarını saydığı vakit şaşırır: - A, yüz frank fazla! Yine sarrafa giderek para fazlasını geri çevirmek istediğinde sarrafın, kendisine verdiği yanıt aklını bütün bütüne karıştırır: -Gerçi biz size para bozduk ama, fazla verdiğimizi bilmiyoruz. Alamayız.
Sayfa 46 - Sel, 2. baskı
Reklam
170 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.