Aşk için intihar edilmez de ne için edilir. Aptallık bu evet, ama aşk değil midir bir insanı aptal kılan? Ben de sanırdım ki, böyle şeyler hep gençken olur. Sadece olgunlaşmamış bir insan bu kadar yoğun duygular yaşar, hayatından birisi çıkınca öleceğim duygusuna kapılır. Sanıyordum ki insan çok gençken, mutluluktan ölmek duygusuyla birlikte, “O gidince, ölmeliyim, onsuz yaşayamam” diye düşünebilir. Böyle değilmiş. Olgunlaşmış, kocaman, aklı başında bir insanken bile, o gidince ölmeyi isteyebilirmişsin. Hatta ölebilirmişsin de.
Neden hiç durmadan aşkın peşinde koşuyorum bir türlü anlamıyorum. Ve neden “Hayır, bir daha olmayacak” diye karar vermişken yine düşüveriyorum aynı kaosun içine?
ilginç, yalan, korku ve kaygı dolu bir dünya, içinde yaşadığımız. aykırı. zor. çok zor. ve her ne pahasına olursa olsun mutlaka yaşanıyor. vazgeçmek yok. insanın kendisinden kaçması mümkün değil.
onunla öpüşürken, onunla sevişirken her şeyden öyle kopuyorum ki, "hazırım" diyorum, "olabilecek her şeye razıyım." o anlarda öyle şeyler oluyor ki, bedenlerimiz silinip gidiyor, ruhlarımız dokunuyor âdeta birbirine.
aşk bu olsa gerek.