Bilgilerin ışığında feyz almış aydınlarca bilindiği üzere mahlukların en seçkin ve en şereflisi insandır. Bu zümrenin ön sırasında gelenler de Allah'ın kutsal kitaplariyle insanlara doğru yolu göstermek için gönderilmiş olduğu peygamberlerdir.
Peygamberlerin zahirde ve batında işaret ettikleri hidayet yolunda yürüyenlerin en başında veliler gelir. Bu mübarek insanlar Allah'ı seven ve Allah tarafından sevilen bahtiyarlardır. ki, gönülleri daima tanrısal aşkla parlar. Bunlar iman ve ihsan ile ''keşif'' ve ''şuhut'' mertebesine ermiş olduklarından Hak yolunda yürümek isteyen Tanrı aşıkları için nazım ve nesir şekilleriyle birçok eserler armağan etmişlerdir. Bunlardan biri de ünlü ariflerden Şeyh-i Ekber Muhiddin-i Arabi'den feyz ve ilham almış olan Hemedanlı İbrahim Fahreddin-i Iraki'dir.
İbrahim Fahreddin, Konya'da, Şeyh-i Ekber'in üvey oğlu ve onun manevi terbiyesiyle yetişmiş olan Sadreddin-i Konyevi ile görüşmüş onunla uzun müddet sohbette bulunmuştur. Şu hale göre dolayısiyle Şeyh Ekber'in coşkun bir denizi andıran irfanından nasip almıştır. Tercümesini sunduğumuz Lemat da Hemedanlı İbrahim Fahreddin'in Muhiddin-i Arabi'den aldığı feyz ve neşeyi aksettirmesi bakımından son derece önemli bir tasavvuf eseridir. Farsça ve Arapça nazım ve nesir cevherlerinden işlenmiş olan bu eser bir keşif ve ilham hazinesi, irfan aşıkları nazarında nefis kokulariyle gönüller okşıyan bir hakikat gülüstanıdır.
