Jack Kerouac on günlük kısa bir gezide, Paris'te yaşadığı "ani aydınlanmanın", "ani uyanışın", Satori'nin öyküsünü anlatıyor. Paris'e, oradan da kendi deyimiyle "Britany"e uzanan yolculuğun amacı soyunun kaynaklarını bulmak, soyadının anlamını çözmek... Birleşik Devletler'e Kanada'dan göçeden ailesinin köklerinin bu topraklarda, Fransa'da olduğuna inanıyor ve bunun kanıtlarını bulmaya çalışıyor. Geçmişini ararken yaşadığı gündelik olaylar aslında onun geleceğini de aydınlatıyor. Bir taksi şoförünün tavrı, duyduğu bir cümle, güzel bir sekreterin bakışı, tanımadığı küçük bir kentte endişe içinde geçirdiği gece, dinlediği bir konser... hepsi ona birer işaret gibi geliyor. Hayatında bir dönüm noktasını yaşadığına inanıyor ve bunu Satro diye adlandırıyor.