...
Tarih: 22 Mart 1970. Babam ölüyor.(...) Ona bakıyor ve unutmam gerektiğini düşünüyorum fakat unutamıyorum. Bağışlamam gerekiyor fakat bağışlayacağım bir şey yok. Biraz sevgi hissedebilirim fakat hiçbir şey hissedemiyorum. O bir yabancı. Onu asla özlemeyeceğim. Annemi özlüyorum. Onu her gün, her an özlüyorum. Babam şimdiden unutuldu. (...) Hayır, aslında bu doğru değil. Onu keşke unutabilseydim...
...
Yukarıda anlatılan sahne oynanalı yirmi yıldan fazla oldu. (...) Babam: anlayışlı, bakımlı, her zaman traşlı ve temiz. Başı az biraz sallanıyor ve bana hiçbir şey istemeden ve kendine acımadan bakıyor. Ben elimi uzatıyor ve ondan bağışlamasını istiyorum, şimdi, bugün, şu anda.
...
Çağımızın en büyük yönetmenlerinden Ingmar Bergman artık roman yazıyor. Babasıyla geçirdiği unutulmaz bir Pazar günü etrafında ördüğü Pazar Çocuğu'nda babasını ölümsüzleştiriyor. Yıllar babasına karşı içinde beslediği korku ve nefreti çoktan silmiştir. Artık tek isteği babasının kendisini bağışlamasıdır.
Sekiz yaşındaki bir çocuğun gözüyle kaleme alınmış bu anlatıda olgun bir sinemacının gözlemleme yeteneği her an kendini hissettiriyor.