Öykülerinde sıradan insanların, sıradan günlerini, sıradan saatlerini anlattığını, fantastik kurgular yerine, yalın gerçeği aktarmayı istediğini belirten Abidin Yağmur, “Öykülerin çoğunda kahramanlarımız işsiz ve yalnız. Belki de aynı kahramanı, farklı öykülerde, farklı mekanlarda görüyoruz. Bu okuyucunun yorumuna da bağlı. Kahramanlarımız yeniliyor, kaybediyor ve her yenilgi sonrasında elleri ceplerinde dalgın yürüyor. Ama geleceğe dair umutlarını kaybetmiyor. Bu kitap aslında işi gücü olmayan insanların, işsizlerin gözünden bakıyor dünyaya. Bu yönüyle bir modern çağ eleştirisi de diyebiliriz” diyor.