Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mitler, Arketipler ve Semboller

Perseus’un Yolculuğu

Nefrin Tokyay

Perseus’un Yolculuğu Gönderileri

Perseus’un Yolculuğu kitaplarını, Perseus’un Yolculuğu sözleri ve alıntılarını, Perseus’un Yolculuğu yazarlarını, Perseus’un Yolculuğu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Campbell, mitsel kahramanın gidişinin daima içe ve daima unutulmuş derinliklere doğru olduğunu ifade eder. Mitolojinin veya masal ve efsanelerin birçok kahramanına baktığımızda bu yola çıkışların aslında bir anlamda mistik bir yolculuğu tamamlama görevi olduğu da görülür. Eliade ise kahramanın çok zor ve tehlikeli yollardan, ölümcül labirentlerden geçerek kut sal olana ulaştığını söyler. Bu yolculuklar aynı zamanda insandan tanrıya, sonsuzluk ve mutlak gerçekliğe geçişin de yolculuğudur.(Eliade, 1994) Campbell ise evrenin "mono-mit" dediği tek bir tanrısal mit üzerine kurulu olduğunu ve diğer mitlerin zamanla biçim değiştirerek bu ana mitten türediğini savunur.
Kahraman her zaman çıktığı yolculuktan zafer ve başarı ile dönen bir kişi olmayabilir. Kimi zaman başarısızlık ve yenilgileriyle de kendi trajik hikayesinin kahramanıdır. Aristoteles, öyküsü başarısızlıkla sonlanan kahramanı "trajik kahraman" olarak tanımlamıştır. Trajik kahramanın bütün nitelik ve özellikleri iyi olmalı ancak mutlaka bir kusuru bulunmalıdır. Bu kusur veya trajik hataya hamartia denir ve kahramanın tragedyasını yazacak olan da işte bu hata veya kusurdur. Örneğin Oidipus'un trajik hatası/hamartiası kibiridir. Ya da Truva Savaşı'ndan zaferle dönen Agamemnon'un trajik sonunu hazırlayan hata, savaşa gidebilmek uğruna kızı İphigeneia'yı büyük bir soğukkanlılıkla boğazını keserek kurban etmesidir.
Reklam
kuku mu yani
Thomson, Yunancada kızıl sözcüğünün kokkinos olduğunu ve nar tanesi anlamına gelen kokkos'un da kırmızı ile olan ilişkisinden türetildiğini belirterek halk arasında kokkos sözcüğünün aynı zamanda kadının cinsel organı için de kullanıldığını söyler.
Antik dünyanın o uzak tarihli kutsal mitleri hayli kılık değiştirmiş de olarak bugün de aramızda yaşatılmaktadır. Bunun en bilinen örneği İlkçağ'dan beri kutlanmakta olan ilkbahar törenleridir. Anadolu'nun Kybele/ Attis, Mısır'ın İsis/Osiris, Mezopotamya'nın İnanna/Tammuz, Antik Yunan'ın Demeter/Persephone ve dünyanın birçok bölgesindeki toprak-bereket, kış-ilkyaz, ölüp-dirilme kült törenleri günümüzde de bahar bayramları olarak kutlanmakta. İnsanın ayrıldığı doğaya dönme isteğinin bilinçdışındaki alegorik öyküleri olarak çiçek mitleri veya ağaca, kuşa ya da başka hayvan ve bitkilere dönüşen insanlara ait mitler de; bir zamanlar aynı ortak genlere sahip olduğumuz hayvan akrabalarımıza veya ağaçlarla kuzen olduğumuza dair öyküler olarak varlıklarını sürdürmekte.
Orfeizm ya da Orfecilik, insanın kötü yanının Titanlardan geldiğini kabul eder ve tıpkı tanrı Dionysos'un Titanların külleri arasından yeniden doğması gibi, insanın da sembolik olarak tanrısal aşk ile yanarak Titan yanından arınacağını ve ancak ondan sonra kendindeki tanrısal yana ulaşacağını öngörür.
Erhat, mitosun Yunan dilinde söz kavramını veren üç sözcükten biri olduğunu söyler; diğer ikisi epos ve logostur. Mitos 'söz' anlamından başka öykü, efsane anlamlarını da içermektedir. (Erhat, 2001)
Reklam
"Mitler nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır?" sorusuna verilecek en kestirme yanıt "Mitlerin kökeni için ritüellere bakın," olacaktır. Antikçağ'ın tapınma törenleri ya da bir diğer adıyla ritüeller söz ve dans olmak üzere iki bölümden oluşurdu. Yunanlar bu iki bölümden birine dromenon/dram diğerine de mythos/mit adını verirdi. Tanrılara yakarışların bedensel devinimlerle yani kutsal bir dansla ifade edildiği hareketli bölüm olan dromenon ve yine doğaya ve tanrılara sözün büyülü gücüyle seslenerek etki ettiklerine inanılan sözlü bölüm mythos.
giriş
Bu kitaba konu olan Perseus miti, diğer birçok mite damgasını vurmuş ve insanın varoluşuna sıkı sıkıya bağlı bir duygu olan korkuyla başlar: Ölüm korkusu. Bu korku, genel olarak kahramanın doğumu ile babaların ya da hüküm sürmekten olan kralların yüreklerine çöreklenen ve çoğu kez kehanetlerden beslenmiş bir korkudur. Firavun'un Musa veya Kral Hirodes'in İsa için ya da Oidipus mitinde olduğu gibi birçok kralın kendisinden sonra yerine geçecek oğulları için duyduğu korkudur. Kendisinden sonra hayata hükmedecek, yeni düşlere ve ideallere sahip genç biri tarafından "yok edilmek".