Kitap, yeni firavun Keops’un kendi adına bir piramit yaptırmayı istememesini saray görevlilerine söylemesi ile başlıyor. Sonrasında geleneğin bozulmasından korkan başrahip ve görevlilerin ikna çabası başlıyor. Bunu, geleneğin ötesinde zaruret de olduğunu, en büyük sıkıntıların genelde refah zamanlarında çıktığı fikriyle anlatıyorlar. En sonunda ikna olan firavun piramidin yapılmasını emrediyor ve yıllar sürecek bir çalışma başlamış oluyor. Çalışmaların yavaş gitmesi veya hızlanması, taşlardan birinin kırılması veya düşmesi gibi her türlü olayda insanların soruşturma geçirmesi veya idam edilmesi ile karşı karşıya kalındığını okuyorsunuz.
Kitap, absürt denebilecek şekilde ilerlemesine rağmen insanı merakta bırakıyor. Piramit sonrası dönemleri de hikayeleştiriyor. Mezar soyguncuların mumyada buldukları bir sır ve onun da o dönem bilim insanlarının ve resmi tarih yazıcılarının soruşturma geçirmesine yol açmaları güzel işlenmiş. Sonlara doğru Timur’un insan başlarından yaptırdığı piramitler ile de piramitlerin nasıl bir iktidar ve baskının izdüşümü olduğunu gösteriyor. Çok sürükleyici olmasa da farklı bir okuma oldu.