Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Plastik Papatya Kokusu

Erbil Tuşalp

Plastik Papatya Kokusu Sözleri ve Alıntıları

Plastik Papatya Kokusu sözleri ve alıntılarını, Plastik Papatya Kokusu kitap alıntılarını, Plastik Papatya Kokusu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir insanın dikili tek ağacı olmaması başka şey, ormanların sahibiymiş gibi davranması başka şeydi.
Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Semra Hanım pek de yanılmamış bu konuda aslında.
Ekonomi profesörü Tansu Çiller'e bakıp "Bu kadında bazı kabiliyetler olduğu gerçek, ama ekonomiden yana sıfır" diyebiliyordu.
Sayfa 23 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Asıl üzen şey; değiştiği, dönüştüğü söylenen insanların değişmeyen ve asla değişmeyecek olan pislikle yoğrulmuş özleriydi.
Sayfa 244Kitabı okudu
Tabi yersen!
Tarih boyunca topraklarına bir tek domates fidesi dikilmeyen Adıyaman'a salça fabrikası kurmak için teşvik alınabiliyordu. Nüfusu 120 bin olan Batman'a 50 ekmek fabrikası kurmak için teşvik dağıtılıyor. Yılda ancak 30 bin ton kayısı kurutulabilen Malatya'da 150 bin tonluk kurutma tesisi teşviği partililere peşkeş çekiliyordu.
Sayfa 171Kitabı okudu
Muhaliflerin mal varlığını mecliste sorgulamaya kalkışmaları rahmetli Özal'ı çileden çıkarıyor "Modern devlet, hesap veren devlettir" dediğini unutup "Ben yalnızca mahşer günü Allah'a hesap veririm" diyordu.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Özal ayağını kaldırmış RTE basmış
Liselerden felsefe ve mantık derslerini kaldırıp, Kur'an kurslarına ortaokul eşidi diploma vermeye kalkıyor; sonra da büyük bir pişkinlikle çağdaşlık konferansları veriyordu.
Sayfa 261Kitabı okudu
Fransızlara gelince; Semra (Özal) Hanımın oldum olası sevmediği bir milletti onlar. Dünyanın en ciddi gazetelerinden biri olarak bilinen 'Le Monde' Semra hanımı her ne kadar, Kenan Evren ve Turgut Özal'dan sonra Türkiye'nin en nüfuzlu "Üçüncü Şahsiyeti" olarak gösteriyorsa da, ona hiç çekinmeden "sonradan görme" diyordu.
Sayfa 126Kitabı okudu
Yükselen yeni değerlere göre, reklamın iyisi kötüsü olmazdı. Adınızın önüne iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin hatta namuslu ya da namussuz gibi sıfatların konulmasına aldırmamak gerekiyordu. Çünkü her nitelemenin önünde de, nasıl olsa, sizin adınız vardı. Gerisi laftı. Toplumda değişebilen dönüşebilen değer yargıları, sadece köşe dönme anlayışıyla belirlenebilirdi.
Sayfa 243Kitabı okudu
Demokrasiler de böyle değil miydi, parmak hesabıyla hakikat katledilmiyor muydu?
Sayfa 134Kitabı okudu
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.