Terapistlerin, ortamdaki ipuçlarının tedavi sürecinin başarısı için
son derece önemli olduğunu anlamaları gerekir. Arka plan sesleri,
hastaların fizyolojik durumunu değiştirebilir ve hastanın terapiye
erişimini sınırlayabilir. Terapi sırasında klinisyenlerin, danışanların
güvenlik nöro-sepsiyonunu etkinleştirecek ses tonlamaları, kullan-
dıkları kelimeler kadar önemlidir. Sezgi, terapi ortamının akustik
özellikleri ile terapistin ses entonasyonundan daha az işe yarar.
Kalp hızı örüntülerini gözleyebilmek, kelimenin tam
anlamıyla sinir sistemimizin bedenimizi nasıl düzenlediğini izlemek için bir geçittir. Kalp hızı örüntüsü iyi periyodik salınımlar
gösterdiğinde, esas olarak iyi durumda olduğumuzu anlatır ve iyi
düzenlenen bir içdengeyj yansıtır.
Bu sistem zorlandığında, çevreden, iç organlarımızdan, kalbimizden beynimize gelen sinirsel geri-bildirim değişir ve kalbin va-
gal düzenlemesine yansıtılır. Kalbin vagal düzenlenmesi, sinüs aritmisi olarak bilinen kalp hızı değişkenliğinin genliğine dinamik olarak yansır.
Psikolojik deneyimlerin fizyolojik ilişkilerinden söz etmekten
çok, fizyolojik yanıtların sinir sistemimizin çeşitli güçlüklere uyum
sağlama becerisi ve bedenimizin bu ayarlamaları yansıtan dinamik
bir gösterge olduğunu düşünmek uygundur.
Yakınında ilgi çekici, gülümseyen, etkileşime giren ve ses tonu açısından prozodi kullanan bir kişiyi duyuyorsanız, kendinizi çok rahat hissedebilir ve o kişiye yakın olmak isteyebilirsiniz.
Bir ilişkide duygusal olarak yaralanmış kişiler bilişsel olarak ilişki kurmaya büyük öncelik verseler bile yeni ilişki kurmakta güçlük çekerler, çaresizce ilişki istemelerine karşı bedenleri buna karşı durur.