Hayat, iki zamansızlık arasında akıp giden zamanın her bir anına fotoğraflanan büyük bir oyun diye başlamak gerekir belki de; tanımına ya da tanımsızlığına: Asıl kurucu dışında oyun kurucuları çoklu, kulisleri siyah - beyaz, sahneleri rengârenk, replikleri neşeyle hüzün arasında gidip gelen bir garip kurgu... Komedi kimi zaman, kimi zaman trajedi, belki her ikisi birden kimi zaman da…
Ne duruyor ki bir kere daha çalsın çıngırağı, başlasın kumpanya, açılsın perde:
Asla kaba güç gösterisi değil, sevmektir, sevebilmektir yiğitlik. İç içe kurgulanan ve oynanan oyunlardan biri olan "Prenses ve Kadınları" böyle bir yiğitliğe açıyor perdelerini. Bu defa bir Prensesin krallığının kule surlarına tırmanıyor esas oğlan ve en zoru başararak âdeta söküp alıyor esas kızı çetrefilli hayatından.
...Ve
Perde.
(Tanıtım Bülteninden)