Bir şey kendi değeri ya da işe yaradığı için değil kişi onda başka bir şeyin, arzuladığını kendine bile itiraf etmeye utandığı bir şeyin sembolünü görmeye başladığı için istenebilir
Her insanın basmakalıp sözleri, diğer milyonlarca insanın basmakalıp sözlerinin kopyasıydı, öyle ki o milyonlar aynı uyarıcılara maruz kaldıklarında, hepsi birbirine eş damgalar edindiler.
Eski satışçı tipinde üretici, muhtemel alıcıya, "Lütfen bir piyano alın." derdi. Yeni satışçı ise bu süreci tersine çevirdi ve alıcının üreticiye "Lütfen bana bir piyano sat." demesini sağladı.
Büyük ölçüde adlarını hiç duymadığımız adamlar tarafından yönetiliriz, zihinlerimiz şekillendirilir, zevklerimiz oluşturulur, fikirlerimiz telkin edilir.
"Arkanızda sempatik kamuoyu yoksa ne kadar sermayeniz olduğu, ücretlerin ne kadar adil olduğu, hizmet şartlarının ne kadar lehinize olduğu fark etmez; başarısız olmaya mahkûmsunuzdur."
Ama zaman değişti. Buharlı lokomotif, matbaa ve devlet okulu, Sanayi Devrimi'nin bu üçlüsü, gücü kralların elinden alıp halka verdi. İnsanlar kralın kaybettiği gücü kazandılar. İktisadi güç, politik gücü arkasından sürükleme eğilimindedir ve Sanayi Devrimi'nin tarihi o gücün nasıl kraldan ve aristokrasiden burjuvaziye geçtiğini gösterir. Genel oy hakkı ve evrensel okul eğitimi bu eğilimi pekiştirdi ve en sonunda, burjuvazi bile avam karşısında korku duyar oldu. Çünkü kitleler kral olma yolundaydı.
Sayfa 49 - Pagasus Yayınları, Edward BernaysKitabı okudu