Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Kuramları

Richard S. Sharf

Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Kuramları Posts

You can find Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Kuramları books, Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Kuramları quotes and quotes, Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Kuramları authors, Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Kuramları reviews and reviews on 1000Kitap.
Psikanalitik ve psikodinamik terapistlerin paylaştığı birtakım genel amaçlar vardır (Gabbard, 2004, 2005). Hastalar, içlerindeki bilinçdışı çatışmaları çözmede daha becerikli olmalıdırlar. Psikodinamik ve psikanalitik terapinin sonucu olarak, hastalar kendilerini daha iyi tanımalı ve daha özgün veya gerçek olmalıdırlar. Diğer insanlara karşı kendi tepkilerini anlamanın sonucunda, hastaların aile, arkadaşlar ve iş arkadaşlarıyla düzelmiş ilişkileri olmalıdır. Terapi tamamlandıktan sonra hastalar meydana gelen gerçek olaylardan kendi gerçeklik görüşünü ayırt edebilmelidirler.
Mazoşist karakter: Otoriter bir anneye boyun eğme ihtiyacının veya bireyin özgür ve spontan olmasını güçleştiren katı ana-baba tutumunun (ikinci yıldan sonra) bir sonucu olarak gelişen mazoşist karakter genellikle mızmızlanma, şikâyet etme ve baskılanmış öfke ile karakterize olur. Genelde, böyle bir birey duygularını sınırlamaya eğilimlidir ve sonuçta oluşan gerilim kollar ve bacaklardaki gergin kaslarda görülebilir. Gözler genelde acı çeker gibi bakar ve kişinin sızlanan bir ses tonu vardır.
Reklam
Düşünceliliğe dayalı meditasyon, Morita ve Naikan terapileri kaynaklarını, Hindistanda tohumlanan Hint öğretilerinden etkilenmiş olan Zen budizminden almışlardır. Hint ve Budist felsefeleri bir kişinin kendini yargılama, karşılaştırma ve suçlamadan kurtarmasına yönelik bir yol öğretir. Düşünceliliğe dayalı meditasyon bireylerin "an"ı yaşamalarına; hoşnutsuz edici düşünce veya duygular üzerinde durmamalarına, böylece daha az stres yaşamalarına yardımcı olur. Naikan terapisi soyutlanmanın önemini, sosyal sorumluluğu geliştirmenin ve farkmdalığın bir yolu olarak vurgulamıştır. Morita terapisi idealizm ve mükemmeliyetçilik arayışından ziyade, gerçekliğe pratik ve somut yaklaşımlar geliştirmeyi önemser. Tümünde içsel farkındalık ve sosyal sorumluluk vurgulanır.
1. Kaygıları ve diğer duyguları olduğu gibi kabul et. Çalışmaya devam et ve duygularını değiştirmeye yönelik her türlü girişimi bırak. 2. Kaygın ortaya çıktığında bunu tanımla ve yaşarken çalışmaya devam et. 3. Kaygının hoş ayrıntılarını not al. Kaygını kafandan atamıyorsan bunu herhangi doğal bir konu gibi çalış.
Japonya'da uygulandığı hâliyle geleneksel Morita terapisinde, hastalar dört- beş hafta kadar hastaneye yatırılır ve tedavinin ilk dört aşamasına alınır. Dört-yedi gün arası ilk aşamada, bireyler yemek yeme veya banyo kullanımı dışında tamamen hareketsizdir. Onlara acı çekmeleri, kaygılanmaları ve deneyimlerini kabullenmeleri söylenir. Bu, hastalara belirtilerini ve yaşam tarzlarını değiştirme ihtiyacını hissetmeleri konusunda yardımcı olur. Dolayısıyla, hasta bu yalnızlığın sıkıcı ve rahatsız edici olduğunu öğrenir. Böylece, o, sosyal ilişkilere ve öncekinden daha çekici fiziksel etkinliklere girmeyi öğrenir. Sonraki üç aşamada, hastalar artan zorlukta ama sıradan ve eziyetli olmayan görevler alır; sosyal etkileşimlerini artırırlar. Aynı zamanda, terapistin yazdığı yorumları da günlük olarak saklarlar. Morita terapinin temel öğretileri hakkında terapistin yorumları ve periyodik grup tartışmaları tedavinin önemli bir parçasıdır. Bu süreçte hasta, idealist veya mükemmeliyetçi değil, pratik ve açık düşünmesi gerektiğini öğrenir, böylece belirtilere rağmen harekete geçebilirler..
Asya bakış açısına göre psikolojik sağlık, aydınlanma olarak veya kaygı, korku ve takıntılardan kurtulma olarak görülebilir. Alışkanlık ve fobiler, nesnelere, insanlara veya olaylara olan bağımlılıktır. Yemek, uyuşturucu, iş veya diğer pek çok şeyle ilgili bu alışkanlıklarla "sigara içmeliyim, içki içmeliyim, onun aşkını, insanların hayranlrğını elde etmeliyim" gibi benzeri şeylere imandır. Fobiler ise bunun tam tersidir: "atıştırmadan, yemekten, eleştirilmekten kaçınmalıyım" ve benzeri gibi. Bir Asya görüşüne göre, korkular, bağımlılıklar ve duygular tarafından yönetilmemek önemlidir.
Reklam
Budist yazarları psikopatoloji ve problemli kişilik gelişimi için de önerileri bulunur. Batı psikologlarının çoğu bilincin tek bir düzeyine odaklanırken; Asya filozofları, bilincin, pek çok çeşidini tanımlamışlardır. Fantezilerin, rüyaların, algıların genelde bozulmaya uğradığına ki bu mayadır-, fakat illüzyondan bağımsız olan meditasyon ve diğer farkındalık süreçleri aracılığıyla gözlemlenebileceğine inanmışlardır. Bilincin diğer boyutlarına ulaşma yeteneği, aydınlanmayı veya psikolojik acıdan kurtulmayı sağlayabilir. Bireyin fantezilerini ve düşüncelerini, meditasyon süreci aracılığıyla gözlemlemesi de hipnoz olarak görülebilir.
Asya felsefelerine göre benliği anlamada birey, benlikle ilişkili olan evrenin diğer parçalarını da anlamak zorundadır. Benliğin nerede bittiği ve evrenin geri kalanının nerede başladığını anlamak, kişiye kimlik ve kendini tanımaya ilişkin anlayış kazandırabilir. Bu kavramla ilişkili olan, bireyi değil sosyal ilişkileri vurgulamak ve insanlığın tümüne değer vermektir.
Hint psikolojisinin temeli, Hindu ve Budist felsefeden türeyen ve terapötik teknikleri anlamada önemli olan dört kavrama dayanır: "Dharma, karma, maya ve atman". Dharma, erdemlilik ve ölçülü davranış şeklinde tanımlanan ilkeleri işâret eder. Karma, şimdiyi ve geleceği etkileyen geçmiş canlılıklardan gelen devinimi işaret eder. Maya, gerçekliğe ilişkin algıda bozulmayı ve içsel konsantrasyon veya meditasyonla ortaya çıkan; ınsanın içsel süreçlerine sadece doğrudan dikkat yoğunlaştırmakla tanımlanabilecek yaşantılara işaret eder. Atman, ben'in bir birey olarak değil bütün kozmosun bir parçası olarak görüldüğü evrensellik kavramına işaret eder. Bundan dolayı, birey Tanrı'nın, evrensel aklın, diğer insanların, geçmiş ve geleceğin bir parçasıdır. Tüm bu kavramlar geniş Hint literatüründen doğan öğretilerdir.
Asya felsefelerine dayalı Hindu, Budist ve Konfüçyuscu öğretiler, Asya'da binlerce yıldır, milyonlarca insanm psikolojik gelişimi üzerine etkilerde bulunmuştur. Batı terapilerinden daha yoğun olarak doğu terapileri, bireylere öz farkındalığı yaşamalan için rehberlik etmeye odaklanır. Meditasyon, doğuda bin yıldır yaşandığı hâlde, genelde rahatlamaya ve stresi azaltmaya yol açan modern bir terapi olarak görülür. Ayrıca, batı uyarlamalarının yanısıra, iki Japon terapisi olan Morita ve Naikan'ın kökenlerinin Budist öğretilerinde bulunduğu söylenir.
128 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.