Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem (2.Cilt) Gönderileri
Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem (2.Cilt) kitaplarını, Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem (2.Cilt) sözleri ve alıntılarını, Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem (2.Cilt) yazarlarını, Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem (2.Cilt) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kâinatın efendisi, Alemlere Rahmet Muhammed Mustafa sallâllâhu aleyhi ve sellem...
"İman öyle bir ışık, öyle sönmez bir buğu,
Rabbim bize nasip et sana layık kulluğu."
Evet, Yahudi'nin ezeli ve ebedi nasibi sadece bu. İhanet ve sonra zillet...
"Onlardan ölen hiçbir kimseye ebediyen dua etme. (Defin veya ziyaret için) kabrinin başında da durma. Çünkü onlar, Allah'ı ve Resûlü'nü inkâr ile kâfir oldular, onlar fasık kimseler olarak öldüler." (Tevbe, 84)
Medine içinde bir çarşı. Bir buğday yığını ve yanında bir
satıcı...
Allah'ın Resûlü, buğdayı muayene ediyor ve rutubetli olduğunu görüyorlar ve soruyorlar:
“Buğday ıslakça. Sebebi ne?"
Adam cevap veriyor: "Yağmurdan, ey Allah'ın Resûlü!”
“Madem öyle. Niçin buğdayın nemli olduğunu ilan etmiyorsun?
Ve ilave buyuruyorlar:
"Bizi aldatanlar bizden değildir.”
Bir gün sahabileriyle beraber bulunuyorlardı. Onlara sordular:
"Müslüman kimdir bilir misiniz?”
Sahabiler atıldı: “Allah ve Resûlü bilir!” Şöyle buyurdular:
"(Gerçek) Müslüman, Müslümanlar'ın, elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir!"
Derinlik ve incelik madeni, iffet ve ismet sadefi Hz. Ayşe (r.a.) demiştir ki;
"Züleyha'yı kınayıp da Hz.Yûsuf'u görünce ellerini kesen kadınlar, eğer Hz.Muhammed Mustafa'nın nur cemalini görselerdi ellerinin yerine kalplerini keserlerdi."
Bir başka hadis:
"Her peygamberin makbul bir duası vardır. Ben duamı
ahirette ümmetime şefaat için bıraktım.”
(Buhari ve Müslim; Enes'ten rivayet.)
Kâinatın efendisi, alemlere rahmet Muhammed Mustafa sallâllâhu aleyhi ve sellem...
Serinin ikinci cildi olan bu kitapta Efendimizin (s.a.v) Mekke-i Mükerreme'den, Medine-i Münevvere'ye olan hicreti ve bekâ alemine göçüşüne kadar olan kutlu süreci edebi bir lisan ile okuyacaksınız.
Duygusal yoğunluğu ziyadesiyle hissedeceksiniz. Mekke'li muhacir ile Medine'li ensarın kardeş olmaları. Ashab-ı kîram efendilerimizin (radiyallahû anhûm ecmain) Allah ve Resûlü yolunda, İslam için öz baba, kardeş, akrabalarıyla cihad etmeleri teslimiyetin zirvesi değil de nedir?
Kendi nefislerini hiçe saymanın ötesinde, insanın hayatındaki en önemli insanları dahi "Anam, babam sana feda olsun yâ Resûlallah" diyerek fedakarlığın en ulvi örneğini gösteren gelmiş geçmiş en güzide nesil...
İslam kardeşliği, gazalar, ince ve derin hikmetler, veda haccı ve efendimiz'in (s.a.v) irtihali bu kitapta...
Allah-û Teâlâ bizleri yüce Nebinin (s.a.v) şefaatlerine nail eylesin...
Kadi Iyaz, "Benim şeref ve itibarımı artıran ve adeta
ayaklarıma Süreyya Yıldızı'nı çiğniyor gibi yükselten, Senin "Ey Kullarım!” kavline dâhil olmam ve Hz. Ahmed-i Muhtarı bana Peygamber kılmandır!” der.
Burada Kâinatın Efendisi'nin bir-iki hadis-i şerifini zikretmeden geçemeyeceğiz. O Varlık Nuru buyuruyorlar:
"Sakın benim sahabilerime sövmeyiniz, sakın benim sahabilerime sövmeyiniz! Nefsim elinde bulunana (Allah'a) yemin ederim ki sizden birinizin Uhud Dağı kadar altın sadaka ettiği farzedilse bu, sahabilerimden birinin iki avuç (hurma) sadakasına erişemez, (hatta) bunun yarısına da ulaşamaz..."
Yine O buyuruyor:
"Ben her günahın şefaatçisiyim, yalnız sahabilerimi hor
görenlere ve onlara sövenlere şefaat etmem."
Daha böyle nice hadis-i şerifler... Evet, gerçek bu...
Peki, böyleyken ortaya bir Muaviye Meselesi çıkarıp bu
sahabiye, hem de Allah Resûlü'nün sir kâtipliğini yapmış bir insana buğz eden, hatta daha ileri giderek söven, lanet okuyan, sonra da güya Ehl-i Beyt hayranlığı taslayıp tesellisini Hz. Ali'den yana olmakta bulanlara ne demeli? Evet, ne diyelim bunlara?
Peygamber şairi Hassan bin Sâbit (r.a):
“Ben sözlerimle hâşâ ki Hz. Muhammed'i övmüş olayım.
Ancak, Onu sena etmekle sözlerimi kıymetlendirip, değerlendirdim." diyor.
Biri, Allah Resûlü'nün huzuruna geldi ve:
"Ey Allah'ın Resûlü," dedi; "bana nasihat et!"
Buyurdular:
"Nerede olursan ol, Allah'tan kork!"
"Daha."
"Kötülükten sonra hemen bir iyilik işle ki, onu mahvetsin."
“Daha, daha ey Allah'ın Resûlü!"
"Halka iyi ahlak ile muamele eyle!”
Bir başkası soruyor:
"İyi ahlak nedir, ey Allah'ın Resûlü?”
Cevap veriyorlar:
"Sana darılan kimse ile görüşmen, seni mahrum edene
vermen, sana zulmedeni affetmendir!"