Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rasûlullah'ın Sünnetine Uymak Farzdır

Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Rasûlullah'ın Sünnetine Uymak Farzdır Gönderileri

Rasûlullah'ın Sünnetine Uymak Farzdır kitaplarını, Rasûlullah'ın Sünnetine Uymak Farzdır sözleri ve alıntılarını, Rasûlullah'ın Sünnetine Uymak Farzdır yazarlarını, Rasûlullah'ın Sünnetine Uymak Farzdır yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Râsulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Benimle sizin misaliniz, ateş yakan adamın benzeridir. Ateş etrafı aydınlatınca, kelebek ve ateşe düşen şu hayvanlar ateşe düşmeye başlayınca, o adam onları ateşe düşürmemeye çalışırken, hayvanlar ona üstün gelir ve ateşe düşerler. İşte bu, benimle sizin durumunuz gibidir. Ben ateşe düşmenize engel olmaya çalışıyorum. Siz ise, bana üstün gelerek kendinizi ateşin içerisine atıyorsunuz.
Hadisi, İmam Ahmed b. Hanbel Abdurrezzak’tan, o Me’mar’dan, o da Hemmâm b. Münebbih’ten rivâyet etmiştir.Kitabı okudu
Hâfız İbn-i Kesîr (r.h): O'nun (Rasûlullah’ın) emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belânın gelmesinden veya âhirette acıklı bir azâba uğratılmalarından sakınsınlar. Âyetini tefsir ederken şöyle demiştir: “Yâni Rasûlullah (s.a.v)’in emri; O’nun yolu, metodu, sünneti ve şerîatıdır. Söz ve ameller, onun söz ve amelleriyle değer kazanır. Onun söz ve amellerine uygun olan söz ve ameller, Allah tarafından kabul edilir. Onun söz ve amellerine uygun olmayan söz ve ameller, kimden gelirse gelsin sahibine iâde edilir.
Nûr Sûresi:63Kitabı okudu
Reklam
İmam Ahmed bin Hanbel (r.h) bir arkadaşına şöyle demiştir: “Ne beni, ne Mâlik’i, ne de Şâfiî’yi taklit et.Sen de bizim aldığımız yerden (kaynaktan) al.”
İmam Mâlik (r.h) şöyle demiştir: “Bizden hiç kimse yoktur ki başkasının görüşlerini, başkaları da bizim görüşlerimizi reddetmesin. Nebi (s.a.v)’in kabrini göstererek: - Fakat şu kabirde yatanın sözü bundan müstesnâdır (reddedilmez).”
Rasûlullah (s.a.v)’in sünneti, şüphesiz Allah Teâlâ tarafından inen bir vahiydir. Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’i koruduğu gibi sünneti de korumuş, onu tahrifçilerin tahrifinden ve câhillerin bâtıl tevilinden korumak için, onların ileri sürdükleri şüpheleri ortadan kaldıran âlimleri, bu işe hazır kılmıştır. Câhil, yalancı ve inkârcıların sünnete yamamaya çalıştıkları her iftira ve yalanı bu âlimler bertaraf edip çürütmüşlerdir.Çünkü Allah Teâlâ, sünneti, Kur’an-ı Kerim’in tefsiri ve Kuran’daki özetle bildirdiği (mücmel/ kapalı) hükümlerin açıklayıcısı kılmış, buna ilâve olarak Kur’an-ı Kerim’de zikretmediği başka hükümleri de sünnet aracılığıyla bildirmiştir.
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ِ Sizden birinizi koltuğuna yaslanmış bir halde, kendisine yapmasını emrettiğim veya yasakladığım bir şey ulaştığında: ‹Biz Kur’an’da neyi bulursak ona uyarız, başkasını bilmeyiz› diyerek sünnetimi inkâr ettiğini görmeyeyim.
Ebu Dâvûd ve İbn-i Mâce sahîh bir senedle rivâyet etmişlerdir.Kitabı okudu
Reklam
Kur’an ve sünnet, birbirinden ayrılmayan iki esâstır. Bu iki esâstan birini inkâr etmek; diğerini de inkâr etmek ve yalanlamak demektir ki bu hareket, ilim ve îmân ehlinin ittifakıyla küfür, dalâlet ve İslâm dâiresinden çıkmak olarak belirlenmiştir.
Rasûlullah (s.a.v)’in sünnetinin delil kabul edilemeyeceğini veya sünnetinin tamamının muhafaza edilmediğini iddiâ etmek; Allah Teâlâ’nın, kullarını olmayan bir şeye havâle etmesi demektir ki bu en bâtıl fikir, Allah Teâlâ’ya karşı işlenmiş en büyük küfür ve O’nun hakkında duyulan en kötü zandır.
Allah Teâlâ, azîz kitabında Rasûlullah (s.a.v)’e uyup ona itaat etmeyi emretmiştir. Bu emir, onun döneminde yaşayan sahâbe ile onlardan sonra gelen müslümanların hepsine yöneliktir. Zirâ Rasûlullah (s.a.v) tüm insanlığa gönderilmiş ve kıyâmete kadar O’na uymak ve itaat etmek tüm herkese emrolunmuştur. Çünkü Kur’an’ı tefsir eden ve onda üstü kapalı olarak ifâde edilen hükümleri sözlü, fiilî ve takrîrî sünnetleri ile açıklayan yegâne kimse, odur.