Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Renkli Günler

Yves Simon

Renkli Günler Gönderileri

Renkli Günler kitaplarını, Renkli Günler sözleri ve alıntılarını, Renkli Günler yazarlarını, Renkli Günler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Haftanın her günü, ayın her haftası, yılın her ayı hep bunlar olurdu işte. Umutsuz rüyalardan, aniden patlayan kahkahalardan oluşan bütün bu karmaşa. Sizi seviyorum -ne olmuş yani? Sizi artık sevmiyorum -ben de. Sizi seviyorum -gene mi? Sizi artık sevmiyorum -çok geç.
Sayfa 6
yüreğin dünyayı uyandırmak istercesine göğüste çırpındığı, alınların kırıştığı soğuk akşamlarda nasıl da başka biri olmayı isterdi; bir aziz, bir kurtarıcı, kurşun yağmuru altında, cephede en ön safta yer alan, eylemde en önde yürüyüp, yumruk havada, ötekilerin sesini bastırarak marş söyleyen, "Bu son kavgamızdır, artık kenetlenelim..." diyen kişi olmalı, tam göğsüne bir kurşun yemeli, lime lime beyaz gömleğin üzerinde kıpkırmızı güzel bir kan lekesi belirmeliydi; kadınlar, erkekler ağlarlardı o zaman; sessizlik olur, gözyaşları dinerdi; nefret, sessizlik, sessiz kortej, iktidar dize gelecek, üçkağıtçılığın, yalanların yerini yeni bir düzen alacak, yaşasın gerçeklik uğruna can veren kahramanlar, yaşasın yoldaşımız...
Sayfa 4
Reklam
Kimi zaman da hiçbir şey olmamak isterdi; kentleri, dünyanın sokaklarını arşınlamak, rüyalarınızı daraltan insanlara ağzına geleni söylemek, Amerikan pazarından alınma haki yeşil bir çantayla yollara düşmek, ve ötesi yok, yalnızca yollara düşmek; hepsi bu.
Sayfa 3
"Yolculuk yapabilmeyi, gidebilmeyi, her sabah mekân değiştirebilmeyi, yaşama karşı her gün beni altüst edecek bir iştah duyabilmeyi isterdim, yoo, hayır otelde yaşamayı sevmediğimi biliyorum çünkü orada sevdiğim, bildiğim her şey bulunmuyor. Ben şeylere bağlıyım. Yolculuk duygusuna, serüven duygusuna sahip olmayı isterdim."
Sayfa 115 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Başı avuçlarının arasında mutluluğun 21 Haziran gibi, kış başından itibaren yolu gözlenen, en uzun gün, kutsal gün 21 Haziran gibi bir şey olduğunu düşündü, oysa 22'sinden sonra günlerin hemen yeniden kısalmaya başladığını, ağır ağır, kararlılıkla yeniden karın ve soğuğun yolunu tuttuklarını kimse aklına getirmez. Hatta haftalar boyunca herkes kendini kandırmaya devam eder, gün uzunmuş gibi davranır ve bir gün, çoktan zamanın devrildiği fark edilir.
Sayfa 71 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Hayatın farklı yüzlerden değil, yolları bir yerde kesişen iplerden örülü olduğunu ve bazen harikaların mutsuzluğun yanı başında boy gösterebileceğini ya da onun peşinden gelebileceğini henüz bilmiyordu.
Sayfa 50 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Reklam
Evet, pamuk evden çıkmalı, kapının öte yanına geçmeli, çemberi kırmalı. Orada kesinlikle renkli günler var.
Sayfa 48 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Kış yoksullar içindir, zenginler için kış yoktur bile. Kışın ayrılıklar iyice ortaya çıkar. Güneş altında böyle bir şey olmaz, herkes yarı çıplaktır, kimsenin kimseden farkı yoktur; enseler, omuzlar, deri, bacaklar, kaslar fora, ama kışın maddi gelirler ten üstünde yığılır: Fanila, gömlek, kravat, yelek, takım elbise, eşarp, sıcak tutan astar, cüzdan, manto, rozet, araba, kırmızı tuğlalar, kesme taşlar.
Sayfa 37 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Hastalığın günden güne yayıldığının farkındaydı ve baştaki gevşekliğinin yerini usulca korku almıştı; ölüm korkusu değil, kendi bedeninin, teninin yumuşaklığının çekimine kapılmış gibi görünen binlerce düşman hücre tarafından istila edilmesinin verdiği kaygı. Hücrelerin ilerlediğini, durduğunu, yeniden hücuma geçtiğini, birbirleriyle karşılaşıp çarpıştığını hissediyor, her sabah yeniden etini, liflerini ve huzurunu fethedişlerini duyuyordu. Artık durumun geri dönüşsüz olduğunu ve bedeninin çürümesine rağmen zihninin kararmadığını, hâlâ ömrünün en güzel rüyalarını görebileceğini biliyordu. Bedeni her gün yeni bir yenilgiye uğruyordu ama ruhunu, geçmişini olduğu gibi korumuştu.
Sayfa 26 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Yerinden kıpırdamadan yeniden odanın içindeki mobilyalarla nesneleri sayıp dökmeye koyuldu. Elbette hepsini tanıyordu, ama şimdi başka bir şeydiler. İnsanın bütün çocukluğunu geçirdiği ve birkaç aylığına uzaklaştığı bir sokak gibi. Mağazalar yerli yerindedir, evler hiç değişmemiştir, kaldırımlar eskisi gibidir, ama başka varlıklar gidip gelmiştir buralara, içlerinde yaşamıştır ve sanki duvarlar sizi unutmuş, yeni gelenlerin hayallerinin renklerine bürünmüştür. Mineraller çevrelerine göre değişmiştir.
Sayfa 16 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.