Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Peygamberimizin 1400 Yıl Önce Yediği Yemeklerin Tarifleri

Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası

Ülkü Menşure Solak

Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası Gönderileri

Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası kitaplarını, Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası sözleri ve alıntılarını, Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası yazarlarını, Resulullah'ın (a.s.m.) Sofrası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Telbine ve Tarifi
Hz. Aişe'den (r.anha) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber'e "Falanın ağrısı var, yemek yiyemiyor" denilince: "Size telbineyi tavsiye ederim. Ona bundan yedirin" derdi. Ayrıca, "Nefsim kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki, telbine, birinizin yüzündeki kiri yıkaması gibi karnınızı yıkar" buyururdu. Hz. Aişe, bir ölünün yakınları için telbine pişirilmesini söylemiş, çömlek içinde telbine bulamacı pişirilmiş, tiriti yapılıp telbine tiride dökülmüş ve yenilmiştir. Telbine, kepekli arpa unundan yapılan süt kıvamında ince çorba/bulamaçtır. Telbine ile arpa çorbası arasındaki fark, arpa çorbasının arpa öğütülmeden; telbinenin ise arpanın öğütülerek pişirilmesidir. Telbine, arpa çorbasına göre daha koyu kıvamlı ve hazmı daha kolay bir çorbadır. Telbine çorbası,; arpa unu, yağ, su ile yapılan bir çorbadır, bazen tatlandırıcı olarak bal da katılır. Tarifi: - Malzemeler: 1 yk sade yağ 2 yk tam arpa unu 1 lt su Bir fiske tuz İsteğe bağlı olarak bal - Hazırlanışı: Yağ eritilir. Tam arpa unu ilave edilir, kavrulur. Soğuk su eklenir, karıştırılır. Tuz eklenir, karıştırılır. Servise alınırken istenirse bal eklenebilir. (Ahmed bin Hanbel, VI, 79, 152; Et'ime, Tıbb 8, Et'ime 24; Müslim, Selam 90, (2216), İbn Mâce, Tıbb 5. Telbine : Arpa bulamacı, öğütülmüş arpa suyu bulamacı. (İbn Kayyim, a.g.e., c.5, s.25)
Sayfa 153Kitabı okudu
Kuru üzüm de Hz. Ali'nin (ra) Resulullah'tan (asm) aktardığına göre, çok kıymetli bir besindir. Resulullah (asm) demiştir ki: "Kuru üzüm yemeyi ihmal etmeyin. Çünkü o aklı kuvvetlendirir, balgamı giderir, sinir sistemini kuvvetlendirir, yorgunluğu giderir, ahlakı güzelleştirir, gönlü hoş eder, kaygıyı giderir." (Suyuti, a.g.e., 4/340, hadis no: 5526)
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
İmam Gazali İhyâu Ulûmi'd-dîn adlı eserinde, Sûfi-zâde Seyyid Hulusi de Mecma'ul Âdâb adlı eserinde "Beğeneceklerinden türlü meyveler, isteyeceklerinden kuş etleri ile etraflarında dolaşırlar" (Vâkıa, 56:20-21) ayetini delil göstererek meyvelerin et yemeklerinden önce yenmesinin faydalı olacağını ifade etmişlerdir.
Sayfa 125Kitabı okudu
"Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O'dur. her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez" (En'âm, 6:141) ayet-i kerimesi ile meyvelerin de bir sadakası olduğu ve israf edilmemesi gerektiği belirtilmektedir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Allah Resûlü (asm) şöyle buyurdular: "Kur'ân okuyan kimsenin misali tadı güzel, kokusu güzel turunçgiller gibidir. Kur'ân okumayanın misali ise lezzeti güzel ama kokusu olmayan hurma gibidir. Kur'ân okuyan facir (günaha dalan, Allah'ın emrinden çıkan) kimsenin misali de reyhan gibidir. Onun kokusu güzel, tadı ise acıdır. Kur'ân okumayan facirin misali ise ebu cehil karpuzu gibidir. Onun tadı acıdır ve kokusu da yoktur." (Et'ime, 8/467
Sayfa 124Kitabı okudu
"Falan yiyecek şu kırk derde şifadır" kabilinden anlatıların, acve hurmasının zehre ve sihre şifa oluşuna dair olan hadisler hariç, kesinliği yoktur. Bu nedenle İslami beslenme biçimini yine fıkıh üzerinden okumamız gerekir. Resûlullah'ın ifade ettiği gibi bütün hastalıkların kaynağı birbiri üstüne (üstüste ve/ya sürekli olarak) yemek, şifası ise perhizdir.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
İbnü's-Sünni'nin aktardığı bir hadise göre: Resulullah (asm), "Yediğiniz yemekleri, Allah'ı zikrederek ve namaz kılarak eritiniz. Yemek yer yermez hemen uyumayınız ki kalpleriniz katılaşmasın." buyurmuştur. (İbn Kayyim, a.g.e., c.2, s. 415)
Resulullah (asm) şöyle demiştir: "Üç şeyden bereket kaldırılmıştır: Soğuyuncaya kadar sıcak yemekten, ucuzlayıncaya kadar pahalı şeyden, besmele çekilmeyen şeyden." (Sufi-zade Seyyid Hulusi, a.g.e., s.500)
Hz. Aişe (r.anha) şöyle anlatır: "Resulullah (asm) altı kişi ile beraber yemek yerken bir bedevi gelip ne var ne yoksa yedi. Bunun üzerine besmele çekmeden yemek yiyen bu adamın tavrına binaen Resulullah (asm), 'Eğer besmele çekseydi yemek hepinize yeterdi.' dedi." (Tirmizi, Et'ime, hadis no: 1859; İbn Mace, Et'ime, hadis no: 3284)
Resulullah'a (asm) "İhsan nedir?" diye sorulduğunda şöyle buyurmuşlardır: "Yemek yedirmek ve herkese selam vermektir, yemek yedirmek ve insanlar uykuda iken namaz kılmaktır, yemek yedirmek ve güzel konuşmaktır." (A.g.e., 2/34-35)
Reklam
Hadisler ve hadislerin aktarıldığı anlatılarda Resulullah (asm); az yiyen, yedikleri için şükreden, yiyecek içeceği çocukluğundan beri talep etmekte çekingenlik gösteren, çok yemenin insan ruhuna zarar verdiğini, iyiliği ve imanı olumsuz etkilediğini dile getiren ve insanları yiyecekleri eşit, adil paylaşmaya yönlendiren biridir. (Kadi 'İyaz, Şifa-i Şerif, c.1, ss.729-730; İbn Kayyim El-Cevziyye, Zâdul-Meâd, c.2, İstanbul, 2008, s.496) Kaynaktan aktarıldığına göre, dadısı Ümmü Eymen, bu hususu şu ifadelerle dile getirir "Resulullah'ın, çocukluğunda ne açlıktan, ne de susuzluktan şikayet ettiğini görmedim, Sabahleyin bir yudum zemzem içerdi. Kendisine yemek yedirmek istediğimizde, 'istemem, karnım tok' derdi.
İbn Mesud'dan rivayet edildiğine göre: "Düğünde ilk gün yemek vermek gereklidir. İkinci gün verilen yemekler sünnettir, üçüncü gün verilen yemekler ise gösterişten ibarettir. Her kim bu dünyada düğün yemeğinde gösteriş yaparsa, Allah'ta ona kıyamet günü gösteriş yapmasına karşılıkta bulunur." (Tirmizi, 1/570; Et'ime, 8/275
İslami geleneklere göre ziyafetler farklı sebeple ya da hiçbir sebep olmaksızın verilir. Ziyafet verilmesi gereken hâller şunlardır: 1. Velime: Düğün yemeğidir. 2. Hurs: Doğum sebebiyle verilen ziyafettir. 3. İ'zâr: Sünnet düğünü vesilesi ile verilen ziyafettir. 4. Vekîre: Bina yapmak nedeni ile verilen ziyafettir. 5. Nakîa: Misafir için verilen ziyafettir. 6. Akika: Çocuğun doğumunun yedinci günü verilen ziyafettir. 7. Me'dube ve Me'debe: Herhangi bir sebebp olmaksızın verilen ziyafettir. 8. Hızak: Çocuğu sütten kesmek veya hatim indirmek vesilesiyle verilen yemektir.
"Her canının çektiği şeyi yemen israftandır." (A.g.e., 2/526, hadis no: 64.)
Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: "Üç grup insan vardır ki Arşın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde arşın gölgesinde barınacaklardır. Bunlar: (1) Akrabalarına iyilik yapan kimse. Bu onun hem rızkını arttırır hem de ömrünü uzatır. (2) Kocası ölüp arkada küçük yetimler bıraktığı hâlde 'Evlenmeyeceğim. Çocuklarım ölünceye veya Allah onları bana ihtiyaç bıraktırmayacak yaşa getirinceye kadar yetimlerimin başında duracağım' diyen kadın. (3) Bir yemek yapıp misafir çağıran ve yetime, fakire sadece aziz ve celil olan Allah rızası için güzelce yemek yedirerek onların duasını alan kimse." (Suyuti, a.g.e., 3/318, hadis no: 3501)
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.