Yaratıcılıkta bir sınır yok ; biliyoruz. Her edebiyatçı yazarın sıradanlaşmaktan uzaklaşmak için daha baştan kararlı olduğunu da biliyoruz. Aynı kararlılık edebiyat yayıncılığında da geçerli olmalıdır. İşimiz sınrları zorlamak
değil mi ?
Yedinci sayıyı hazırlarken anladık ki her sayı bir öncekiyle yarışıyor. “Geriye düşmeyelim” korkusu gizli gündemimiz aslında. Bunu niçin söyledim; çünkü elimizdeki derginin bu yedinci ve sonraki sayılarını çıkarmak şu an görev başında olan yeni “künye” sahiplerine kısmet oldu. İlk sayıdan itibaren altı sayıyı hiç eksilmeyen bir heyecanla yayına hazırlayan Irmak Zileli, aslı Uluşahin ve Süyümbike Güvenç, bize bu “geriye düşmeyelim” mirasını da bırakmış oldular. Arkadaşlarımıza hem okurlarımız hem de kend adımıza teşekkür ediyoruz. “Bırakmak” hüznünü, onların heyecanlarının sınırını genişletme duygusu aldığında çoktan yola koyulmuştuk bile.
Sınırları genişletelim derken, sayfa sınırını da hatırı sayılır bir şekilde aşmışız. Oldukça hazırlıklı bir planlamayla hem bu sayıda hem de gelecek sayılarda ciddi dosyalarla okurların önüne çıkacağız. Bizim Roman Kahramanlarımızı incelerken, yanı sıra komşu ülkelerin edebiyatlarını da konu edineceğiz. İlk dosyamız, pek çok edebiyatsever için kapalı kutu olan günümüz İran Edebiyatı.
