Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Roman ve Hayat

M. Fatih Andı

Roman ve Hayat Sözleri ve Alıntıları

Roman ve Hayat sözleri ve alıntılarını, Roman ve Hayat kitap alıntılarını, Roman ve Hayat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadınların roman okuması meselesine gelince, "bu mutlak muzırdır. Çünkü -fennî romanlar istisnâ edildiği hâlde- her romanda bir muhabbet meselesi vardır. Bir âşık... bir muhabbet... bir rakîb... Hep böyle şeyler! Bu hâlde bir kadının vazifesi, hayâl-perverâne yazılmış romanları kütüphanesinden kaldırarak, onların yerine ciddî eserler koymak ve onlardan alacağı lezzetleri zevcinin nâsıyesinde, çocuklarının mâsûmâne tebessümünde aramaktır. " Bu görüşlerden sonra Mehmed Celal, kendisinin niçin bu ka dar çok roman yazdığı sorusunu soracak olanlara karşı tuhaf bir savunmada bulunur: "Hakikat, her zaman hakîkattir. Ben yine hikâyemi yazarım. Şiirimi söylerim. Fakat bunları mektebde bulunan şübbân ile genç kızların, hattâ kadın nâmina hiçbir kimsenin okumasını arzu etmem." Ne denir?! Herhalde Mehmed Celal, bu iddiasıyla, yazdıklarının okunmasını istemeyen tek yazar olarak edebiyat tarihimizin istisnalari arasında yer alır.
Sayfa 27 - KetebeKitabı okudu
Anlatacak bir şeyi olmayanlar kendilerini anlatırlar.
Reklam
"Roman, hayatı anlatan tek başarılı kitaptır. Kitaplar, hayatın kendisi değildirler. Onlar, havadaki titreşimler gibidirler. Fakat roman, yaşayan bütün bir insanı harekete geçiren bir titreşimdir ve şiirden, felsefeden, bilimden veya herhangi bir kitaptan çok daha etkilidir."
Sayfa 115 - ŞuleKitabı okudu
Polisiye roman ve can sıkıntısı
Dili ne kadar akıcı, üslubu ne kadar sanatkârâne olursa olsun, kurguda gerilimi sağlayan "bir tel kopup âhenk ebediyyen kesildi" mi bir defa, artık o polisiye romanın okunması sıkıcılaşır. Oysa bütün roman türleri içerisinde can sıkıntısına en “iyi gelen" roman türü olarak öne çıkar polisiye roman. Uyandırdığı heyecan ve mektep kaçkını çocukların sokak aralarında oynadıkları hırsız-polis oyununu evin sakin bir köşesinde sayfalar arasına gömülmüş bir kafanın içinde hayalen oynatma zevkidir herhalde polisiye romanin cazipliğini hazırlayan sebeplerden birisi.
Sayfa 110 - KetebeKitabı okudu
Rivayet olunur ki Ahmed Midhat Efendi, gazetesinde tefrika ettiği bir romanının bir yerinde kahramanlardan birine, diğerinin kafasını parçalamak için bir sandalyeyi kaldırtır ve tam burada romanın hikâye akışını keserek başlar uzun uzun -hangi konuya aitse artık- malumat vermeye. Bu "malumatfüruşluk" ertesi günkü, bir sonraki günkü tefrika bölümlerine de sarkınca bir grup okuyucunun sabrı taşar ve Tercüman-ı Hakikat yazıhanesinin önüne gelerek nümayişe başlarlar: Efendi ya kaldırılan sandalyenin sonra ne olduğunu bir an evvel yazmalıdır yahut gazetesinin taşa tutulmasını göze almalıdır.
Sayfa 58 - KetebeKitabı okudu
Her ürün, kendisini üreten ideolojiyi yeniden üretir.
Sayfa 29 - KetebeKitabı okudu
Reklam
Roman ve Ahlak
İlk dönem romanlarımızın birçoğunda toplumun ahlaka uygunluk beklentisini tatmine yönelik olarak, yazarlar, yoldan çıkmış, yanlış yaşamış roman kahramanlarını cezalandırmayı, onlar karşısında "iyi"den yana taraf tutmayı ve romanın sonunda genellikle kahramanlarını bir vesile ile öldürmeyi tercih etmişlerdir. Namık Kemal'in İntibâh'ı, Mizancı Murad'in Turfanda mı Yoksa Turfa mı? romanı, Nabizade Nazım'ın Zehra'sı vesaire buna birer örnektirler. Yazarların bu romanlarda bilhassa ahlaksız kadına karşı acımasız olduğu gözlenir. Hatta bu tavır daha sonraki yıllarda, mesela Servet-i Fünun romanında bile karşımıza çıkar. Halid Ziya Aşk-ı Memnu'da yaşlı kocasına ihanet eden Bihter'i affetmez, romanın sonunda onu intihar ettirir. Mehmed Rauf Eylül'de her ne kadar bir ihanet vuku bulmamış ve iki âşık evlilik kurumunun kutsallığı anlayışı ile aşklarını gizlemişlerse de, Suat'la Necib'in yasak aşklarını adeta cezalandırır, geleneksel edebiyatın mesnevilerindeki mum pervane mazmununu tedai ettirecek surette, köşkte çıkardığı yangında iki âşıkı yakar. Çünkü roman boyunca yaşananlar (flört, ihtiras, namahrem bir kadınla halvet, arkadaşının karısına âşık olma vesaire) geleneksel toplum hayatının ve ahlak telakkilerinin hoş görmediği, mahzurlu bulduğu durumlardır.
Sayfa 42 - KetebeKitabı okudu
Roman ve trajedi
Roman insan hayatının trajediye açıldığı noktada serpilen, derinleşme imkanını yakalayan bir edebi türdür.
Sayfa 78 - KetebeKitabı okudu
"Roman ve tiyatro önce çocuğu, kadını, gençleri ve hastaları damgalar." Max Nordau
Sayfa 17 - ŞuleKitabı okudu
Haminneler mesnevî okurlar çünkü onların dünyasında aşklar, duygular, düşünceler, yüksek, yüce, zengin, sıcak, fakat kuralları belirlenmiş bir hayatın içerisinde siyah ve beyaz ayrımı kadar keskin bir şekilde, mesnevîlerdeki gibi "tesbît" edilmiştir. Onlar bu dünyalarında mutludurlar, mutmaindirler. Buna karşılık torunları roman okurlar. Hırçın, isterik, karamsar ve tatminsizdirler. Hep "daha"sını isterler hayatın, hep "başka" dünyaları özlerler.
Sayfa 106 - ŞuleKitabı okudu
98 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.