Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kudsi Sırlar

Ruhun Özü Tasavvuf

Fatma Temir

Ruhun Özü Tasavvuf Gönderileri

Ruhun Özü Tasavvuf kitaplarını, Ruhun Özü Tasavvuf sözleri ve alıntılarını, Ruhun Özü Tasavvuf yazarlarını, Ruhun Özü Tasavvuf yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ياد ياران ياررا ميمون بود خاصه آن ليلى و ابن مجنون بود
Cenab-ı Fahr-i Kainat (sav) Efendimiz hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor ان لكل شيء سقالة وان سقالة القلوب ذكر الله “şüphesiz ki her şeye cila verecek bir alet var, kalbin cilası ise zikrullahtır.”
Camiği SağirKitabı okuyacak
Reklam
Şeyh Ebu Yezid Bestami (kuddise sirruh) Allah’a giden yollar mahlukatın adedincedir. fakat Said olanı bu kadar yoldan en güzelini bulup hidayet edendir.
Fenâ ve Bekâya kavuşmak ve (Velâyet-i sugrâ) ve (Velâyet-i kübrâ)nın derecelerine yükselmek için, tevhîd-i vücûdî hiç lazım değildir. tevhîd-i şühûdî lâzımdır. ya’nî, var olanı bir bilmek değil, hiç görmek. ondan başkasını görmemek lâzımdır. böyle görmekle, (Fenâ) hâsıl olur. Allah-u Teâlâ’dan başka herşey, ya’nî (Mâ-sivâ) unutulur.
zühd, rûhun gerçek menşe’ini (bezm-i elest) hatırlamasını, gönlün Allah sevgisiyle dolmasını te’min etmektir.
Reklam
“O” yani Allah Teâlâ “kendisinin sıfatı olan bir kelâmla mütekellemdir.”
“gerçek kelâm, yani söz kalbtedir dil sadece gönülde olanın üzerine delildir.”
Şair AhtalKitabı okuyacak
“Hak ehli olanlara göre eşyanın hakikatleri sâbit ve mevcuttur.”
Ömer NesefiKitabı okuyacak
“gül bağçemi gör de behârımı anla!”
Mektubat-ı Rabbanî, 1/212Kitabı okuyacak
Reklam
tarîk-i şettâr; şevk, iştiyâk, zikir, fikir ve şükür yoludur. bu yolun sâlikleri nefsi tezkiye ve rûhu tasfiye ile meşgul olur. bu tarîkîn usûlü “usûl-i aşere” (on usûl) tarzındadır. bu on esâsa riâyet ile sâlik, vâsıl olur. bu on esâs kısaca şunlardır: 1. tevbe: ölüm vaktinde olduğu gibi, mâsivâyı terktir. ölmeden önce ölmektir. buna tasavvuf ıstılâhında “mevt-i irâdî” denir. 2. zühd: dünya ve içindekileri insanın ölüm anında terk ettiği gibi bırakıp, onlardan yüz çevirmesidir. 3. tevekkül: zâhiri sebepleri insanın son nefesinde terk ettiği gibi hayatta iken terk etmesidir. 4. kanaat: nefsânî olan şehvetleri ve istekleri, insanın ölüm ânında terk ettiği gibi, hayatta iken terk etmesidir. 5. uzlet: ölüm zamanında kişinin, insanlarla alakasının kesilmesi gibi, daha hayatta iken yârdan ve ağyârdan kalben uzaklaşmaktır. 6. Allah’a teveccüh: ölüm ânında olduğu gibi, dünya da iken Allah’ın gayrinden gönül yüzünü çevirmektir. 7. sabır: sâlikin ölüm ânında mücâhedesiz terkedeceği nefsânî hazları, hayatta iken mücâhede ile terk etmektir. 8. rıza: insanın kendisini ezelî hükme teslîm edip, Hakk’ın hoşnutluğuna nâil olma kastıyla, nefsinin rızâsını terketmesidir. 9. zikir: ölüm vaktinde olduğu gibi, yaşarken, Allah’ın gayrinin zikrini terktir. 10. murâkabe: insanın ölürken terkettiği gücünü, ölmeden önce terketmesidir, ölmeden önce nefsini öldürmesidir.
ruh bu bedene gelemeden önce, mukaddes alemi biraz biliyordu. bedene gelince, bu bilgisi kalmadı. bu yolun büyükleri, ruha eski bilgisini hatırlatacak bir yol buldular. fakat ruh, bedene bağlı kaldıkça, o mukaddes makama dönen kalb oluyor. kalbin dönmesi, nefsin ve ruhun da dönmeleri demektir. ruhun makasada dönmesi, kalbin dönmesinde yerleştirilmiştir. münte-hîlerde, ruh fena bulduktan ve hakkanî vücûdle Bekâ bulduktan sonra, ruh maksada dönmektedir. ruhun o Bekâsına (bekâ-billah) denir.
Mektubat-ı Rabbanî, 287Kitabı okuyacak
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.