Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ruhun Yeni Hastalıkları

Julia Kristeva

Ruhun Yeni Hastalıkları Gönderileri

Ruhun Yeni Hastalıkları kitaplarını, Ruhun Yeni Hastalıkları sözleri ve alıntılarını, Ruhun Yeni Hastalıkları yazarlarını, Ruhun Yeni Hastalıkları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hastalarının her birinde yeni bir ruh hastalığı keşfetmeyen bir psikanalist, hastasını hakiki tikelliği açısından dinlemiyor demektir.
Sayfa 19
Hamilelik radikal bir sınanmadır: Bedenin ikiye bölünmesi, ben ile bir ötekinin, bir doğa ile bir bilincin, bir fizyoloji ile bir sözün birbirinden ayrılması ve birlikte var olması. Temel diyebileceğimiz bu kimlik sorgulanmasına bir bütünlük fantezisi -narsisik eksiksizlik- eşlik eder. Hamilelik, kurumsallaştırılmış, toplumsallaştırılmış doğal bir tür psikozdur. Buna karşın çocuğun doğumu annesini oldukça sıradışı bir deneyimin labirentlerine iter: Bir başkasına duyulan sevgi. Kendi için, kendiyle özdeş bir varlık için duyulan sevgiye benzemeyen, hatta "özne"nin (aşk ya da cinsellik tutkusuyla) bütünleştiği bir öteki için duyulan sevgiyeyse hiç benzemeyen bir sevgi.
Sayfa 259Kitabı okudu
Reklam
Cinsel ilişkide kadın için iki haz olasılığından söz edilebilir. Bir yandan, klitorisi harekete geçiren -partnerin simgesel iktidarıyla rekabet ya da özdeşleşme olarak– fallik haz. Öte yandan, düşlemenin daha derinden hem psişik uzamı hem de beden uzamını hedefleyerek tahayyül ettiği ve gerçekleştirdiği bir başka haz. Bu başka haz psişik ve bedensel içeriyi tıkayan melankolik nesnenin tamamen yok edilmiş olmasını gerektirir. Bunu kim yapabilir? Bir “anneden daha fazlası” olabileceği tahayyül edilen bir partner. Bu partner, bende hapsedilmiş anneyi, onun bana verebildiğini ya da veremediğini bana vererek çözündürebilir.
Sayfa 235Kitabı okudu
"Sanki" Kişilikler.
Helene Deutsch görünüşteki fedakar tutumlarının ve sevgilerinin gerisinde boş, namevcut, soğuk oldukları izlenimi yaratan kadınları ve erkekleri incelikle analiz eder. Sayısız özyaşamsal itirafla birlikte okumaktan kendimizi alıkoymadığımız bu sayfalar, Winnicott'un "sahte benlikler"ini parlak bir şekilde müjdeler.
Sayfa 232Kitabı okudu
Muğlak ya da ikiye bölünmüş yapı olarak kadın, insan türüne de ait olan bir birey olma yazgısının kendisinde gerçekleşmiş olması nedeniyle narsis olacaktır. Kadın-birey zevki amaçlar. Türün devamlılığını sağlayan, dünyaya çocuk getiren kadın acı çeker ve bu acıya ancak, acı bir zevk kaynağına dönüşebilirse katlanabilir. Helene Deutsch acı çekmeye bilinçdışı bir şekilde razı olmanın, kadını kolayca uyum sağlayan ve toplumsallaşan bir varlığa dönüştürdüğünü düşünür.
Sayfa 230Kitabı okudu
Ulysses, bizi tene ve duyguya doğru kaymaya hazır bir imgenin dilde donduğu uzamın bizzat kendisiyle karşı karşıya getirir. Ulysses'teki izlekler, çiftboyutluluğu (beden ve anlamlandırma) ve bedensellik ötesi niteliği nedeniyle kutsalın yerini alma mücadelesi veren imgesel uzamın bu akkorlaşmasını mükemmel bir şekilde yansıtır.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Joyce'ta yaratıcı ile yaratılan, baba ile oğul, seven ve sevilen arasında hem simgesel hem de gerçek bir etkileşim olduğu fikri baskındır.
Sayfa 217Kitabı okudu
Kitab-ı Mukaddes Tanrısının aşkı ona inananlar açısından şüpheye yer bırakmamaktadır. Temsil edilemez, geçici, hep orada ama görülmez olan bu aşk, elimden kaçıp kurtulmakta ve beni onu hak edebilmek için narsisizmimden sıyrılmaya, kendimi riske atmaya, hatta kendimi acılara ve zalimlere maruz kalmaya teşvik etmektedir. Bu aşk, köklerini, onu kabul edenlerde yer eden ve onları koruyan bu sökülüp atılamaz, arkaik ve sağlam inançta bulmaz mi? Oedipus öncesi bir babanın, bir Vater der persönlichen Vorzeit'ın, imgesel bir babanın var olduğuna duyulan inançta.
Sayfa 150Kitabı okudu
Analist babanın aşkının ya da babaya duyulan aşkın Oedipusçu ele alışından önce, narsisik yaralardan söz edildiğini ya da daha iyisi narsisik yaralanmanın oluşturduğu özneleri dinlediğinde babanın fazlasıyla hayaletimsi ama aynı zamanda da çok sağlam bir mevcudiyetine tanık olmaktadır. Kimliğin nihai güvencesi olarak ilksel narsisizmin kıyılarında beliren baba işlevinin bu arkaik serabını rahatça imgesel bir Baba olarak adlandırabiliriz.
Sayfa 149Kitabı okudu
Simgeseli, konuşmanın mantıksal ve dilbilgisel kurallarına göre söylemin oluşması olarak adlandırıyorum. İmgeseli ise beden imgesini, ben ve öteki imgelerini harekete geçiren ve (yer değiştirme ve yoğunlaştırma gibi) ilksel süreçleri kullanan özdeşleşme, içe yansıtma ve yansıtma stratejilerinin temsili olarak adlandırıyorum.
Sayfa 129Kitabı okudu
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.