Şeriat, süt gibidir. Tarikat ondaki kaymak, hakikat da kaymaktan çıkarılmış tereyağ gibidir. Süt olmadıkça diğerlerini elde etmek mümkün olamaz.
Şeriat, tarikat ve hakikatten murad; ibadet, ubudiyet ve ubudet vazifelerini dosdoğru yapmaktır.
Eserde, namaz anlatılırken, namazın bedenle değil kalp ile kılındığı ve kalbin temizlenmesi üzerine ziyadesiyle durulmuş. Örneğin kıbleye yönelmenin bedenen olduğu gibi ruhende (kalben) olması gerektiği gibi. Eserin hem Arapça bölümü hem de çeviri kısmının dili oldukça ağır. Yazar kullandığı dille adeta ilmini konuşturmuş. Namaz hakkında yeni okuma yapmak isteyenlerden ziyade, ilmi derinliği olanlara tavsiye ederim.
Adem oğlunun namazdaki hallerinden şeytan üzerine secdeden daha ağır gelen hiçbir şey yoktur. Zira şeytanın merdut olmasını intac eden hata, secdeyi terk etmesidir. Hal böyle olunca, secdenin çok yapılması ve uzatılması, şeytanı mahzun ve Rahmanı hoşnut eder.