Yine muhteşem bir kitap okudum. Rusya'nın dünyaca ünlü üç yazarının öykülerinden oluşuyordu.
Dostoyevski - Timsah
Andreyev - Elezar
Tolstoy - İvan İlyiç'in Ölümü
#jorgeluisborges önsözünde aslında yazarlar ve öyküler hakkında harika bilgiler vermiş. Önsöz' den aktarıyorum ve kitap için en güzel yorum olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle tavsiyemdir.
DOSTOYEVSKİ - TİMSAH
Dostoyevski'nin kitaplarında bize gösterdiği bürokratik ve hiyerarşik Rusya bugünkünden çok farklı değil. Taşlama yapılarak yüceltilen, kılı kırk yaran bürokrasi, "Timsah" taki tamamlanmamış fantazinin temel konusudur. Okur, Dostoyevski'nin kendi yarattığı timsahın içinden çıkmayı bilmediğinden kuşkulanır ve bu, öykünün neden nihayete ulaşmadığını, durumsal parçalara bölündüğünü açıklar.
ANDREYEV - ELEZAR
Andreyev'inki ise ölümle tanıştıktan sonra dünyadaki her şeyin değersizliğini ve yok oluşun son nokta olduğunu hisseder. Kimsesiz ve soğuktan donmuş bir halde insanlardan kaçar. Kişisel bir gerçekmiş gibi dünya anlayışımızı değiştirebilen bu öykü, kendi aynasında Andreyev'in acı verici kederini yansıtır.
TOLSTOY - İVAN İLYİÇ'İN ÖLÜMÜ
Teolojik anlamda, öykünün ana konusunun yapılan işler sayesinde değil, Tanrı' nın lütfuyla kurtuluşa ermek olduğunu söylemek uygundur. "İvan İlyiç'in Ölümü" nde kaçınılmaz ve şaşırtıcı olan doğaüstü ifşaat tıpkı ruhun son deneyimi gibi bize öykünün sonunda ulaşır.
Tolstoy' un, insanoğlunun kavrayışıyla yazınsal kusursuzluğu birleştiren, kazandığı şöhreti hak eden bu üstün öyküsünü okumaktan kendimizi mahrum etmemeliyiz.