Katı çizgiler ve net kavramlara özlem duymak, insanlık durumumuzun bir parçasıdır. Onlarla ulaştığımızda da ya bazı gerçeklerin onları dışarıda bıraktığı hakikatiyle yüzleşmek zorunda kalırız ya da kavramların kifayetsizliğini görmezden geliriz.
Ritüeller toplumsal ilişkileri sahneler, canlandırır ve bu ilişkilere açık bir ifade kazandırarak insanların kendi toplumlarını tanımasına olanak sağlar. Ritüeller fiziksel yapının sembolik aracılığı yoluyla toplumsal yapıya etki eder.
Mevcut rollerimizi ve oynadığımız sahneyi sunuş biçimimizi dramatize etmek için bir sahne gereci gibi kullanmadığımız tek bir giyisi, yiyecek ya da gündelik hayatta başka şekillerde kullandığımız tek bir şey yoktur.
Ritüel, düzensizliğin gücünü kabul eder. Ritüel, zihindeki, rüyalardaki, baygınlık ve taşkınlıklardaki düzensizlikte, bilinçli çabayla ulaşılamayacak olan güçler ve hakikatler bulmayı umar.