Safsatalar

Tevfik Uyar

Safsatalar Posts

You can find Safsatalar books, Safsatalar quotes and quotes, Safsatalar authors, Safsatalar reviews and reviews on 1000Kitap.
Akıllı insan, namuslu ve cesur olmak zorundadır!
Toplumdaki az sayıdaki aykın sesler, çoğunluğun düşünme özgürlüklerini sağladığı için önemlidir. Bir kişi bile aykırı ses çıkaramadığında, elinizde uyum gösteren, kendini gerçekleştiremeyen, özgüvenini ancak topluma uymakla tamir edebilen, daha da önemlisi gerçekleri haykıramayan ve hatta hafızası değişen bir topluluk kalıyor. Sanatın, bilimin, teknolojinin, çağdaşlığın özgür ülkelerde yeşerip serpilmesinin esas nedeni belki de budur. Yeri gelmişken insanın sahip olduğu bir zihinsel kısayola da değinmek gerek. Eşitlik kısayolu olarak adlandırabileceğimiz bu höristiğe gore, hepimizin kalabalıktaki kişilerin fikirlerine verdiği ağırlık birbirine eşit. Yani onların bu konuda ne kadar yetkin olduğuna göre bir değerlendirme yapmak konusunda epey başansızız. Örnek vermek gerekirse; konu sağlık olduğunda doktorunuz size A yap derken, tüm konu komşu B yap diyorsa, B'yi daha doğru bir seçenek olarak algılama eğiliminde oluyorsunuz. Oysa sağlık konusundaki fikirleri birer tartıya koyacak olsak, doktorunkinin daha ağır basması gerekirdi. Çoğunluğun ne düşünduğünü öğrenmek akıl yürütme sürecimizin ve hatta hafızamızın bile önüne geçtiğine göre, çoğunlukçu safsatanın bu konuda farkındalık ya da bilinç kazanmamış birisi için ne kadar etkili olabileceğini bir düşünün...
Reklam
256 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 25 days
Yanlış akıl yürütmeye verilen isim.Bu kitabı iyi ki okumuşum.Hatta iyi ki sahafta gezerken ilgimi çekmiş.Neden mi? Çünkü kulak misafiri olduğum çoğu sohbetin aslında bir safsatadan ibaret olduğunu bana gösterdi.Ve çoğu zaman da şahsımın da başvurduğu bir durum olduğunu.
Safsatalar
SafsatalarTevfik Uyar · Destek Yayınları · 2019349 okunma
nasıl ki ahlaken kötü bir eylemin onu zorunlu kılan sebeplerini bilince hazmetmesi ve vicdan azabını dindirmesi kolaylaşıyorsa, aynı şey mantık azabı için de geçerli olabilir.
Bilişsel çelişki kuramına göre insan, bilgi, inanç, tutum ve davranışları arasındaki uyumsuzluktan "acı çektiği" için, bunu azaltmaya çalışacak bazı girişimlerde bulunur. Davranışları ve inançları değiştirmek zor olduğu için, değişime en çok uğrayan şey bilgi veya bilgiden çıkarılacak anlam ya da bilginin değerine yönelik inancımız olacaktır. İnsanlar bilişsel çelişki halindeyseler, beyinlerinin öfkeyle ilgili bölgelerinden bazıları aktif olur.
Sayfa 170Kitabı okudu
Korkuyu kabaca bize zarar verebilecek bir nesne, olay ya da durumdan kaçınmak olarak tanımlarsak, risk kavramıyla ilişkili olduğunu görürüz. Risk arzu edilen edilmeyen bir olayım gerçekleşme olasılığı ve gerçekleşirse açığa çıkacak zararın bileşimidir. Bir olayın gerçekleşme olasılığını ne kadar yüksek görüyorsak o olaydan o kadar korkarız veya tersi: Bir olayın gerçekleşmesinden ne kadar korkuyorsak onun olma ihtimalini o kadar yüksek buluruz. Birini korkutmanın yolu Korkutulması gereken şey her ne ise onun olasılığını, ondan görülecek zararı ve bu zararın gerçekleşme çabukluğunu abartmak.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ SAFSATASI ( Argumentum Ad Ignorantiam)
* Hayalet diye bir şey yoktur. Saçmalama. Olmadığını ispatla hadi! *Sanık, cürmü işlemediğini açıkça gösteren tatminkâr deliller sunamamıştır. Çıkarsama Bıçimi: X'in yanlış olduğu ispatlanamamıştır. ..... O halde X doğrudur. Bu safsata kısaca "Aksi ispatlanamadığı sürece doğrudur." şeklinde özetlenebilir. Safsatacı iddiasını, aksi kanıtlanamadığı için doğru sayma niyetindedir. Oysa ispat yükümlülüğü(onus probandi), iddia sahibine aittir. İspat yükümlülüğünün iddia sahibine ait olması bilimde, felsefede ve hukukta karşılığı olan önemli bir ilkedir. Eğer aksi ispatlanamayan bir iddiayı doğru saysaydık, örneklerden de göreceğiniz üzere, Godzilla'nın ne de Van Gölu canavarının olmadığını ispat etmek mümkündür. Zaten burada ispat edilmesi gereken şey, bu canavarların olmadığı değil, olduğudur. Yükümlülük de olduğunu iddia edenlere aittir. Bu yükümlülüğün hukuktaki karşılığı masumiyet karinesidir. İyi işlemeyen hukuk sistemlerinde bu karine çalışmaz. Bir savcı birinin suçlu olduğunu iddia ediyorsa olması gereken sanığın kendi masumiyetini ispatlaması değil, savcının zanlının suçlu olduğunu ispatlamasıdır.
Sayfa 137Kitabı okudu
Toplumdaki az sayıdaki aykırı sesler, çoğunluğun düşünme özgürlüklerini sağladığı için önemlidir. Bir kişi bile aykırı ses çıkaramadığında, elinizde uyum gösteren, kendini gerçekleştiremeyen, özgüvenini ancak topluma uymakla tamir edebilen, gerçekleri haykıramayan ve hatta hafızası değişen topluluk kalıyor. Sanatın, bilimin, teknolojinin, çağdaşlığın özgür ülkelerde yeşerip serpilmesinin esas nedeni budur belki de.
İnsanlar 3 nedenle çoğunluğa uymak isterler: Birincisi çoğunluğun davranışının doğru olduğu varsayımıdır. Böyle bir eğilimimizin olması normaldir. Avcı-toplayıcı olarak yaşadığımız zamanlarda çoğunluğun davranış ve düşüncelerini benimsemek kuvvetle muhtemel hayatta kalma şansını arttırıyordu. Bireysel farklılıkların çok az olduğu geçmiş dünyada, insanlar üyesi olduğu kabilenin diğer üyelerinin davranışlarını doğru kabul edip taklit etmesi halinde doğal olarak kuvvetle muhtemel 'doğru davranış' gösteriyordu. İkincisiyse sosyal ilişkiler kurma ihtiyacıdır. Yine aynı geçmişte ve hâlâ da günümüzde bir grupla benzer düşünce veya tutumlara sahip olmak o gruba dahil edilme şansımızı arttırır. Üçüncüsüyse uyumlu bir görünüm sergileyerek kendi özgüvenlerini tamir etme amacıdır. Aykırı ses olmak kolay değildir. Hele ki baskıcı bır ortam söz konusuysa.
Toplum mu insanın eseridir, insan mı toplumun? Hangisi diğerini inşa ederse etsin, kabul etmek zorunda olduğumuz iki gerçek var: birincisi insanların topluluktan ve toplum normlarından ayrıldıkları zaman kendilerini huzursuz hissettiğidir. Çoğunluğa uymak bir "onanma" biçimi olarak insanlara rahat hissettirir. İkincisiyse toplumların gerçekten de farklı düşünenleri dışlayacağı gerçeğidir. Aykırı sesler pek sevilmez. Belki de bu yüzden hemen yukarıdaki bu iki gerçek üzerine inşa etmek gerekir: İnsanlar dışlanmaktan korktukları için mi toplumun büyük çoğunluğuyla benzer düşünmek ister yoksa gerçekten sürüden ayrıldıkları zaman kendilerinde bir yanlışlık olduğunu düşündüklerinden mi?
163 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.