Sağlıklı Toplum

Erich Fromm

Sağlıklı Toplum Quotes

You can find Sağlıklı Toplum quotes, Sağlıklı Toplum book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Yaşamaktan daha zor bir sanat yoktur. Tüm yaşam boyunca, yaşamayı öğrenmeye devam etmek gerekir ve size daha da şaşırtıcı gelecektir ki, yaşam boyunca, ölmeyi de öğrenmek gerekir."
Sayfa 11
"Yaşamaktan daha zor bir sanat yoktur. Tüm yaşam boyunca, yaşamayı öğrenmeye devam etmek gerekir ve size daha da şaşırtıcı gelecektir ki, yaşam boyunca, ölmeyi de öğrenmek gerekir." Seneca,
Sayfa 11
Reklam
"İnsan, ancak şu üç koşul altında gerçekten özgürdür: # Ekonomik özgürlük # Zihinsel özgürlük # Ahlaksal özgürlük "Ekonomik Özgürlük. İnsan, yadsınamaz olarak çalışma hakkına sahiptir. Çalışmasının meyvesinden yararlanma hakkına mutlak sahip olmalı, kendi özgür isteği dışında ondan vazgeçmemelidir. "Bu anlayış, ortak üretim araçları üzerinde özel mülkiyete ve insanın insanı sömürmesini olanaklı kılan parayla para kazanmaya karşıdır. "Ayrıca, 'Çalışma' deyince, insanın topluma sunduğu değerli her şeyi anlamak gerektiğini de beyan ederiz. "Zihinsel Özgürlük. İnsan, ancak seçim yapabilirse özgürdür. Ancak karşılaştırabilecek kadar bilgi sahibiyse, seçim yapabilir. "Ahlaksal Özgürlük. İnsan, hırslarının kölesi olmuşsa, gerçekten özgür olamaz. Ancak yaşamda tutarlı bir etkinlik göstermesine olanak sağlayan bir ülküye ve felsefi tutuma sahipse, özgür olabilir. "Ekonomik ya da zihinsel özgürlüğüne daha çabuk ulaşmak bahanesiyle, Topluluğun ahlak ilkelerine aykırı yollara başvuramaz. "Son olarak, ahlaksal özgürlük, aşırı serbestlik anlamına gelmez. Ancak özgürce kabul edilmiş grup ahlakına sıkı sıkıya uymakla ahlaksal özgürlüğe kavuşulacağını kanıtlamak kolaydır.
Sayfa 326Kitabı okudu
Üretken sevgi, her zaman belirli tutumları gerektirir; bunlar, özen, sorumluluk, saygı ve bilgidir. Eğer seversem, özen gösteririm. Yani, diğer kişinin gelişimiyle ve mutluluğuyla ilgilenirim; seyirci olmam. Sorumlu davranırım, yani onun gereksinimlerine, dile getirebildiklerine, daha çok da dile getiremediklerine ya da getirmediklerine hitap ederim. Ona saygı duyarım, yani (re-spicere = bakmak sözcüğünün özgün anlamına uygun olarak) onu olduğu gibi, yansız bir gözle, dileklerimin ve korkularımın çarpıtmadığı hâliyle görürüm. Onu tanırım, bilirim, dış yüzeyini geçip varlığının özüne inmişimdir ve varlığımın çeperinden değil, özünden, merkezinden kendimi ona bağlamışımdır.
Yalnızca başka insanlarla ilişkide değil, akıl dışı tutkulara köle olduğu zaman kişinin kendiyle ilişkisinde de putperestlik ya da yabancılaşma olgusundan söz edebiliriz. Öncelikle güç hırsının güdülediği kişi, artık kendini, bir insanın zenginliğiyle ve sınırsızlığıyla deneyimlemez, dış amaçlara yansıttığı, onu “ele geçirmiş” olan, içindeki kısmi bir uğraşın kölesi hâline gelir. Kendini yalnızca para peşinde koşmaya kaptıran kişi, bu hırs tarafından ele geçirilmiştir; para, onun içindeki tek bir yalıtık gücün, doymak bilmez para hırsının yansıması olarak tapındığı puttur. Sinir hastası, yani nevrozlu, bu anlamda, yabancılaşmış bir kişidir. Eylemleri kendine ait değildir; kendi istediklerini yaptığı yanılsaması içinde olmasına karşın, benliğinden ayrılmış olan, ondan habersiz işleyen güçlerin itmesiyle davranır; tıpkı başka insanlar ona yabancı geldiği gibi, o, kendine de yabancıdır. Başkalarını ve kendini, gerçekten oldukları gibi değil, içinde işleyen bilinç dışı güçlerin çarpıttığı biçimde deneyimler. Akıl sağlığı bozuk insan, mutlak yabancılaşmış kişidir; kendi deneyimlerinin merkezi olmaktan bütünüyle çıkmıştır; benlik duygusunu yitirmiştir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Zihinsel yaşam konusunda asıl sorun, neden bazı kişilerin delirdiği değil, nasıl olup da çoğunun delilikten kurtulduğudur.
Reklam
Ensest yasağı, cinsel yönünden dolayı değil, duygusal yönünden dolayı, tüm insanlığın gelişimi için zorunlu koşuldur. İnsan, doğmak için, ilerlemek için, göbek bağını kesmek zorundadır; anneye bağlı kalmaya duyduğu derin açlığı yenmek zorundadır. Ensest benzeri arzunun gücü, annenin cinsel çekiminden değil, tümüyle sarıp kucaklayan rahimde ya da tümüyle besleyen memelerde kalmaya veya onlara dönme yönünde derin arzudan gelir. Ensest yasağı, alevden kılıçlarıyla cennetin kapısında bekleyen ve insanın, bireysel varoluşundan önceki doğayla birlik durumuna dönmesini önleyen iki keruvdan, yani melekten başka bir şey değildir.
"Olmamı istediğiniz gibiyim" dediğim sürece, artık ben değilimdir; kaygılı, başkalarının onayına bağımlı, sürekli onları hoşnut etme çabası içinde olurum. Yabancılaşmış kişi, her ne zaman uyumlu olmadığı kuşkusuna düşse, kendini küçük hisseder. Onun değerlilik duygusu, uyum göstermesinin ödülü olarak verilen onaya dayandığı için, sapma niteliği taşıdığından kuşku duyulabilecek her duygunun, düşüncenin ya da eylemin, onun benlik duygusunu ve özsaygısını tehdit ettiği kanısına doğal olarak kapılır. Ama robot değil, insan olduğu sürece, sapmaktan kendini alamaz, dolayısıyla da sürekli kınanma korkusu içindedir. Sonuç olarak, uyum sağlamak, onaylanmak, başarılı olmak için hep daha yoğun çaba göstermelidir.
Sayfa 213Kitabı okudu
İnsan, bir sorunu çözmek zorundadır, doğaya edilgin uyum gerektiren verili durumda asla huzur bulamaz. Tüm içgüdüsel gereksinimleri en eksiksiz biçimde doyurulsa bile, onun insan olma sorunu çözülmez; onun en yoğun tutkuları ve gereksinimleri, bedeninden kaynaklananlar değil, bizzat varoluşunun özgüllüğünden kaynaklananlardır.
Özgür insan ister istemez güvensizdir ve düşünen insan ister istemez emin değildir.
Sayfa 205Kitabı okudu
576 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.