Bir gece Sahir yazarin evini, cocuklugu beraber geçmiş yedi kişi basar ve sıra ile döver. Ya da yedi kişi basar mi? Döver mi? Bilmem.... Öykü başına bir ton dayak. Ya da dayak mi sanılır. Bilmem... Öyküler ki gerçekten daha gerçek. Ya da öykü değil de roman mi? Bilmem...
. Ercan Yılmaz dan okuduğum ilk kitaptı. Okurken de çok zevk aldım. Öyle ki bitmesin istedim. Onla sohbetim. Öyle güzel, öyle hoşuma gitti ki. Her karakter başka bir alemdi. Özellikle Nafiye ve Emine karakterleri. Yaşlı, bunak ve deli. Kitabın başından sonuna her öyküde bir şekilde varlar. Bu kitap nezdinde yazarın diğer kitaplarını da ilk fırsatta sipariş vereceğim. On numara beş yıldız gerçekten.
SahirErcan y Yılmaz · Sel Yayıncılık · 201940 okunma
Vah vah diyeceğiz belki. Çünkü tüm dillerde genç ölümün karşılığı iki vah’tır. İki eh işte uzun bir ömrün, hastalıklı bir ölümün kurtuluş marşıydı. Vah ya da eh işte!
Yani 69 yılın her günü otuç tutman gerekir ki allaha borcun silinsin. Zamanında yapmadığın diye faizi de vardır ama bu hesap makinası sadece on hane gösteriyor, bundan olmaz.
Bir zamanlar yalan yoktu. Dualar hemen kabul olurdu, diye başlarken babaannem hep o bildik hikâyeyi anlatırdı.
Vakti zamanında kurtlar, koyunlar, insanlar ve otların tek derdi yaşamakmış. Yaşayacak kadar yer ve içer, yavrularını yaşatacak kadar yiyecek toplarlarmış. Fazlasında kimsenin gözü yokmuş. Ot yeşerebilmek için suya, koyun süt verebilmek için ota, kurt yaşamak için yeteri kadar koyun kapmaya ihtiyaç du- yarmış. İnsan yaşayabilecek kadar su, ot ve koyun ayırırmış kendine.
Sayfa 99 - SEL Yayıncılık, Beyoğlu, İstanbul, 2019.Kitabı okudu
Hayata geç kaldığımı düşündüğüm anlar oluyor. Her şey çoktan nihayete ermiş ben başladığımda. Doğru kelime yamaydı. Yama. Ait olmadığın bir güzelliğe iliştirilmiştim. Etrafımda dönüp duran hiçbir şey bana ait değildi, ben de zamana... Doğru olan şuydu: Yakıştığımız zamanlar karışmış. Bazen hiç gitmediğim, hiç bilmediğim yerlerin rüyasını görüyorum. İşte diyorum, orada olmalıydım. Daha güzel olduğu için değil. Sadece orada, yerine tam oturan bir parça olduğum için.
Sayfa 99 - SEL Yayıncılık, Beyoğlu, İstanbul, 2019.Kitabı okudu
Yıldızlar gerçekten çok güzeldi. Temmuz ayında gökte yıldız cümbüşü vardı. Biri kayıp, diğeri parlıyordu. Yıldızlar, saklı tarihin ışığı. Milyonlarca yıl öncesinin ışığı. Öğretmeninden duymuştu, şu an seyrettiği yıldızların çoğunun şu an orada olmadıklarını. Yani bu görüntü binlerce yıl öncesine aitti. Yani sadece ışıkları vardı, kendileri yoktu. Dedesinin anlattıklarını düşündü. Her insanın bir yıldızı varmış. İnsan öldükten sonra onun yıldızı da kayarmış.
Sayfa 90 - SEL Yayıncılık, Beyoğlu, İstanbul, 2019.Kitabı okudu