Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saraya Kılınan Namazlar

Nihat Genç

Saraya Kılınan Namazlar Gönderileri

Saraya Kılınan Namazlar kitaplarını, Saraya Kılınan Namazlar sözleri ve alıntılarını, Saraya Kılınan Namazlar yazarlarını, Saraya Kılınan Namazlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Necip Hablemitoğlu'nun ölümü sonrasında geçen beş, altı uzun yıl Türk medyasında yazarlar korkudan Necip Hablemitoğlu ismini geçirmedi, geçiremedi.
Vicdan, herkese verilmez. Vicdanı tanımak için çağımızın büyük romanlarını, filmlerini ve onlarca büyük otobiyografik eseri okumanız lazım.
Reklam
223 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Gazete Tadında
Nihat Genç sertliğinde bir kitap. Kendine has üslubuyla tarikatlar , din ve toplumu köşe yazısı tadıyla inceleyip anlatmış. Okuması çok keyifli olsa da kitapta daha önce duymadığınız şeyler duyacaksınız , büyük bilgiler öğreneceksiniz desem yalan olur fakat bu demek değildir ki kitap size bir şey katmayacak. Nihat bey kendi din anlayışını Ahilik çerçevesinde sunup detaylıca anlatıyor. Bu çerçevede ibadetin iş haline getirilmesine şiddetle karşı çıkarken (haklı olarak) işin ibadet haline getirilmesi gerektiğini savunuyor ve sayfalarca açıklayarak anlatıyor.Tarikatların rabıta anlayışını uzun sayfalarca yeriyor , buna çanak tutan kurumları (başta diyaneti tabiki) uzun uzun eleştiriyor. İlerleyen sayfalarda ise tabiri caizse bazı medya maskotlarını (sözde gazeteciler, yazarlar) hedef alıyor. Başta da belirttiğim gibi kitabın vurucu noktası Nihat beyin kendine has üslubuyla akıcı bir şekilde kitabı bize sunması. Her yerde ve zamanda rahatlıkla okunabilecek bir kitap.
Saraya Kılınan Namazlar
Saraya Kılınan NamazlarNihat Genç · Pankuş Yayınları · 202139 okunma
Sonrasında CIA raporu şöyle yazıyor: "Orhan Pamuk, davetimizle (1985-87) üç yıl kaldıktan sonra Türklüğünü sorgulamaya başladı. "
Kimseye muhtaç olmamak Ahilikte ‘ahlak’ın her şeyidir ve bölüşmek Ahilikte ‘her şey’dir.
"Hakikat bir denizdir şeriat gemisi, çokları gemiden çıkıp denize dalmadılar' -Yunus Emre
Reklam
Fatih Sultan Mehmet Han bu tarikatların zaviyelerine, tekkelerine, arazilerine el koydu, ellerinden aldı. Sonra gelen II. Beyazıt arazileri tekrar iade etti; bu yüzden II. Beyazıt'ı çok severler. Fatih, II. Mahmut ve Atatürk'ü hiç sevmezler ancak II. Mahmut ve Atatürk'e küfür edecek gücü bulurlar ama Fatih'in mallarını ellerinden aldığını, müritleri duyar diye korkudan ağızlarını açıp söylemezler.
Dokuzuncu ve onuncu asırda, mesela Nakşi ve kollarıyla uyuşturulmuş Türkler ‘savaşçılıklarını’ kaybeder. Batılı tarihçilerin ortak fikridir bu: Türklerin Moğollara defalarca yenilmesinin sebebi; Nakşi gibi beleşçi, asalak, uyuşturucu tarikatlardır.
Çok cesur din alimlerine ihtiyacımız var; eline makas alıp bu din dışı, ahlak dışı sahtekar çeteyi dinden kesip atacak.
Reklam
Hangi ahlak, hangi dinden olursa olsun yorulmamış insanlarla hiç konuşulmuyor; dostluk, kardeşlik hiç kurulmuyor; terlememiş insanların dinine, imanına, ahlakına hiç güvenilmiyor.
Tarikatlara karşı ilk büyük yasaklama girişimi III. Selim'le başladı.
Osmanlı her tarikata ayrı renk kıyafet giyilmesini zorunlu tutuyordu.
Dinimizi hâlâ getirip getirip boş beleş, yağma talan vakıf, atalet ve miskinliğin içine sokuyoruz. Dinimizi hâlâ çalışmaktan, üretmekten, meslekten, tarladan, atölyeden, fabrikadan uzak tutuyoruz çünkü beleşi, verilmişi, hazırı, böylesi daha kolay!
Bu laf Atatürk'ündür: “Sapanınız yoksa toprağınızı elinizde tutamazsınız”
550 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.