Kitabın ismi bile o kadar etkileyici ki…Blues; Afrikalı kölelerin tarlada çalışırken söyledikleri, hüznü, umudu, özgürlüğü ve derin acıyı anlatan şarkılardan doğan bir müzik türüymüş. Kitabın ismi bile çok şey anlatıyor aslında.
Kitap savaşı bizatihi yaşamış bir Boşnak tarafından kaleme alınmış. Ajitasyondan uzak, yukarıdan bir göz gibi her şey çok şeffaf anlatılmış. Bazen şiirler bazen gözlemlerle… Bu kadar yalın ve bu kadar etkileyici cümlelerin oluşu savaşı bizzat yaşamaktan geliyor sanırım. En etkilediğim yerlerden alıntı yapmam gerekirse,
“ İsa’yı çarmıha germeyecek tek bir millet bile olmadığını düşünüyorum.”
“ Güz vakti çayırı gibi, saman arabası üstünden geciyor, ama tekerlekler yürüyüp gittiğinde her ot yeniden doğrultuyor kendini. Boşnak Müslümanlar da böyle işte: Güz çayırının otları.”
Bosna’yı gezmiş ve savaşın izlerini bizzat görmüş biri olarak kitaptan çok etkilendim. Başka açıdan bakmamı sağladı. Bosna üzerine bir kitap okumak istiyorsanız mutlaka bunu da ekleyin derim.