İlk başlarda gayet sıradan ,eski dostların Bir meyhanede bir araya gelerek, eski anılarını konuşacaklarını düşünüyorsunuz ama sonrasındaki kitap öyle bir yere geliyor ki kitabı kapattığınızda ben ne okudum diyorsunuz .o en başlarda ki sıradanlık sonlara doğru o kadar ilginç bir hal alıyor ki gerçekten sarsılacağınız şeyler okuyorsunuz. Ustaca yazılmış bence çok kurnazca bir kurgu. aslında hepimizin yaşadığı yaşantımızdan dünyamızdan ülkemizden sarsıcı bir hikaye . yaşadıklarınızla,duyduklarınızla, okuduğunuz haberlerle butunlesiyorsunuz.120 sayfalık bir kitap ama o kadar çok şey anlatıyor ki aslında .Dostların birbiriyle ilişkileri ,bilip de susmak zorunda olduğumuz şeyler, konuşmadıklarımız,konuşamadıklarımız,içimize attıklarımız ve sonrasında onların patlamaları.
Kitap adı bilinmeyen bir adada geçiyor ve bence bu Ada Bizim dünyamız. Ne neye benzetmek isterseniz benzetin sadece bir ironi var burada. Anlatıcımız bir ölü ve arafta .Kendisini anmaya,kendi meyhanesine gelen ve ölüm sebebini bulmak için toplanmış arkadaşlarını izliyor ve iç dünyasını, yaşadıklarını, kendisini ölüme götüren sebepleri anlatıyor size bir bir. Birde günlüğü var levent'in. Arkadaşları da günlüğü okuyarak sizinle beraber cözüyorlar her şeyi. Adı gibi sarsıcı bir hikayesi var. Levent'in. Bu kitapta herkes var aslında. Kitabı kapattığınızda bir "ah Levent" dedirtecek kadar samimi bir anlatıma sahip.