Puanım 4/5 (%72/100)
“Bize hiçbir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.”
Koyduğum alıntıya da bakıldığında aslında bu hikayenin ana teması yalnızlık diyebilirim. Kitabın özetini şu şekilde kısaca anlatabilirim. Sonradan tanıştığımız ve ana karakterimiz gibi gözüken Dr. B. bir suçtan dolayı hapis yerine yalnız başına olacağı ve çok az eşya bulunan bir yere koyulur. Yapacağı ve göreceği hiçbir şey yoktur hatta zaman zaman yemek getiren gardiyan bile bir kelime etmez. İçerde yalnız kala kala B. iyice kafayı yemeye başlar. Bir gün gardiyandan bir satranç kitabı çalar ve elinde olan şeylerle oyunu yapıp oynamaya başlar. Başta beynini kullanabilecek bir şey bulduğu için çok mutludur fakat bu saplantı haline gelir ve uyurken zihninde bile oynamaya başlar. Yenilince kendini yaralar ve gönderildiği hastanede bir doktor sayesinde serbest kalır. Bu hayat hikayesini Dr.B. gemide tanıştığı McConnor ve Czentovic’e anlatıyor aslında. Bu iki adam satranç oynamaktadır ve Dr.B’nin verdiği tavsiyeler çok hoşlarına gider. Bu yüzden onu oynamaya davet ederler. B 25 yıl satranç oynamadığını söyler ve ilk başta reddetse de sonunda 1 el oynamayı kabul eder. Czentovic ilk el pes eder ve B bir el daha oynamak ister. Fakat yine çok heyecanlanır ve sinir krizi de ortaya çıkınca onları oracıkta bırakıp terk eder.