Zweig’ın “Satranç” kitabını yıllar önce okumuştum. Ama farklı bir çeviridendi. Daha iyi bir çeviriden (İş Bankası K.Y) okumak istedim. Diğer kitaplarda da olduğu gibi burada da karakterler oldukça tutkulu, taşkın. Zweig, psikolojik tahlilleri çok iyi yapan bir yazar. Ve bu yüzden karakterlerinde hep bir taşkınlık, duygularını uçlarda yaşamak oldukça görülen bir durum. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, Korku, Bir Çöküşün Öyküsü, Lyonda Düğün, Ay Işığı Sokağı... Bu kitapların hepsinde psikolojik tahliller, toplumun anlam veremeyeceği bazı mevzuları bile karakterlerin o anda bunu neden yaptıklarını ve hangi hislerle yaptığını hep çok iyi anlatan bir yazar olmuştur Zweig.
Satranç kitabında defalarca kez şampiyon olmuş Czentovic adında birisi vardır. Diğer yandan da pek de suçlu olmadığı halde hücreye kapatılan biri vardır. Bu ise Dr. B’dir. Bu kişiyi öyle bir yere kapatırlar ki ne kitap ne gazete hiçbir şey yoktur. Bu adam dolayısıyla hiçliğin içinde adeta boğulur. Bir gün bir kitap bulduğunu sanır ve bu aslında bu bir satranç kitabıdır. Bunun üzerine Dr. B kendi kafasında, hayal gücünde o kadar satranç oynar ki satranç zehirlenmesi yaşar bu olaydan sonra. Kitapta aslında temel konu "Hiçlik" eğer belki satranç kitabını bulmasaydı hiçlikte boğulabilir, delirebilirdi. Okurken oldukça keyif aldım, okunmalı muhakkak.