"Bazen onlara acıyacağım bile geliyor. Onların anlayamayacağı bir özgürlüğüm var. Hiçbir hakaret, hiçbir suçlama beni rahatsız edemez. Çünkü o sınırların dışına çıkardım kendimi."
Annie Ernaux okumayı çok seviyorum. Yazdığı eserler "toplumsal bellek" olarak kabul ediliyor. Çünkü kendisi kitaplarında otobiyografisini yazıyor aslında. "Bir Kadın", nasıl bir kadının annesiyle olan vedalaşmasıysa "Babamın Yeri" ise bir kadının babasıyla olan vedalaşması. Ben okurken çok etkilendim. Yazarın ailesi ile olan yaşadıkları, sınıf eşitsizliği, yazarın kariyeri çok derinlikli ve güzel anlatılmıştı. Kısa bir eser ama oldukça yoğun ve belki anlatılanlar size çok tanıdık gelebilir, bana geldi. Ernaxuk kitaplarında temel olarak kadın olma, kürtaj, sınıf eşitsizliği, sınıf atlama, sosyal olaylar, kadın- erkek ilişkileri gibi konuları ele alıyor, ben bugüne kadar okuduğum eserlerinin hepsini çok beğendim.
Babamın YeriAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20222,289 okunma
Yazarın daha önce çok meşhur kitabı Dövüş Kulübü’nü okumuştum, çok da beğenmiştim. Gösteri Peygamberi, Dövüş Kulübü kadar çok sevdiğim bir eser olmadı ancak bence Gösteri Peygamberi de iyi bir eser. Özellikle bu kitapta farklı bir yazma tekniği kullanmış Kitap son sayfadan başlayıp ilk sayfaya doğru bitiyor. Kitap özünde modern insanı, tarikatları, toplumu, düşmüş insanları, modern hayatın insanı yabancılaştırması ve medya ve din sömürüsünün hayatımızdaki etkileri gibi konuları anlatıyor. Ancak bu kitap yeraltı edebiyatı içerisinde bulunduğundan bunu çok daha sert bir dille anlatıyor diyebiliriz. Yeraltı edebiyatına bu kitapla başlamanızı önermem, Dövüş Kulübü çok daha uygun bir seçenek olur sanıyorum.
Ayfer Tunç okumayı çok seviyorum, çok fazla kitabını okumuşumdur. Yeşil Peri Gecesi, Kapak Kızı, Kırmızı Azap, Aziz Bey Hadisesi, Suzan Defter. Hepsini de çok beğendim. Osman’a başlamadan önce de seriyi tekrardan okuyacağım. Tunç; yenilmiş, hayata geç kalmış, aşk acısı çeken, kendini arayan, sorgulayan karakterler yaratıyor. Bu karakterlerin hepsi de çok gerçekçi. Bununla beraber yalnızlığı, acıyı, dostluğu, sevgiyi çok güzel aktarıyor. Mağara Arkadaşları, Ayfer Tunç’un okuduğum diğer öyküsü "Kırmızı Azap" öyküsüne göre daha az beğendiğim bir kitap oldu. Özellikle burada dili biraz daha farklı, önceki kitaplarına nazaran ve bu çok beğendiğim bir şey olmadı. Ancak yine de olay örgüsü, kahramanlar toplumun içinde görebileceğimiz gerçekçi kahramanlardı. En sevdiğim öyküsü "Gençlik bir sabah çiyidir" oldu sanıyorum.
Kısa, çok da fazla bir şey beklemeyeceğiniz bir kitap aslında. Çok akıcı, yazarın üslubu da oldukça iyi ve sizi sürüklüyor. Çingene Carmen ve Eşkıya Don Jose arasındaki ilişkiyi konu ediniyor diyebiliriz. Ama olay tam anlamıyla bu değil. Özgürlükçü, dediğim dedik bir kadın olan Carmen’i okuyoruz yine ona çok aşık olan Don Jose karakterinin Carmen için neler yaptığını, onun uğrunda türlü türlü suçlar işlediğini görüyoruz kitap boyunca. Carmen’i duymuştum daha önce ama kitapta olay örgüsü kısa olduğundan, ve aslında çok da sıra dışı bir şey olmadığından o kadar beğendiğim bir kitap olmadı. Ancak çingeneler ve onların tarihi hakkında biraz bilgiler öğrenmek istiyorsanız bu kitap sizin için olabilir ben özellikle o kısımları da sevdim. (Endülüs Emevi Devleti, İspanyollar sıklıkla geçiyor kitapta. ) Yazar aynı zaman da bir tarihçi olduğu için kitapta ufuk açıcı, önemli tarihsel ve kültürel bilgiler var.
CarmenProsper Mérimée · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,896 okunma