Savaş ve Barış (4 Cilt Takım)
Lev TolstoySavaş ve Barış (4 Cilt Takım) Gönderileri
Savaş ve Barış (4 Cilt Takım) kitaplarını, Savaş ve Barış (4 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, Savaş ve Barış (4 Cilt Takım) yazarlarını, Savaş ve Barış (4 Cilt Takım) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“ ‘Mutsuzluk, acı diyorlar’ dedi Piyer... Biz, bizi alışılmış yoldan çıkarırlarsa her şey mahvolacak sanıyoruz; ama birdenbire yeni, daha iyi bir şey başlıyor. Hayat var oldukça mutluluk da var. İleride çok ama çok şey var.”
Sayfa 1913Kitabı okudu
“Her şeyi anlayan her şeyi bağışlar.”
Sayfa 190Kitabı okudu
"Zafer kazanmak barut kokusu almayanlara herhalde çok kolay geliyordur."
Dostum, bizim mutluluğumuz ırmakta çektiğin ağdaki su gibidir; çekersin ağ şişer, çıkarırsın içi boştur.
Sayfa 70Kitabı okuyor
"Alıştığımız yolun dışına çıktığımız zaman her şeyimizi kaybettiğimizi düşünürüz; ama yeni ve iyi bir şey ancak o zaman başlayabilir."
“Güzel olan sevilmez sevilen güzeldir.”
“Ah, dostum son zamanlarda benim için çok zorlaştı yaşamak. Bir sürü şeyi anladığımı görüyorum. Ama iyilik ve kötülük ağacının meyvesini tatmak insan için iyi bir şey değil...”
Savaş eğlence değildir, hayattaki en iğrenç şeydir ve ve bunu anlayıp savaşla oynamamak gerekir. Bu korkunç zorunluluğu ciddi ve çok sert şekilde karşılamak lazım. İşin özü burdadır; yalanı bırakırsan savaş savaştır, oyun değil. Yoksa savaş boş ve boş fikirli insanların en sevdiği uğraştır.
“Esir almak,” diye devam etti Knyaz Andrey, yalnızca bu bütün savaşı değiştirir ve onu daha az acımasız yapardı. Oysa biz savaş oyunu oynuyoruz ve kötü olan şu ki kendimizi yüce gönüllü vesaire sayıyoruz. Bu yüce gönüllülük ve duygululuk, ölen bir buzağıyı görünce bayılan bir hanımefendinin yüce gönüllülüğü ve duygululuğu gibi bir şey; kadın o kadar iyidir ki kana bakamaz ama buzağıyı sos eşliğinde yer. Bize savaştaki haklardan, şövalye ruhundan, parlementerlikten ve zavallı insanlara acımaktan ve buna benzer şeylerden bahsederler.”
“Sonya’ya ayrıca yazdı.
Ruhumun tapılası dostu, onur dışında beni köye dönmekten alıkoyan bir şey olamazdı. Ama şimdi, sefer öncesinde eğer vazife ve vatan sevgisi yerine kendi mutluluğumu yeğleyecek olursam, sadece arkadaşlarımın önünde değil kendime karşı da onursuz olacağım. Ama bu son ayrılık. İnanki savaştan sonra hemen, eğer hayatta olursam ve yine senin tarafından sevilirsem, seni sonsuza dek alev alev yanan bağrıma basmak için her şeyi bırakıp sana koşacağım.”