Sokrates’in Savunması, Leo Strauss’un düşünce ve çalışmalarında merkezi bir yer tutar. Platon’un en iyi bilinen diyaloğunda unutulmaz bir şekilde dramatize edilmiş felsefe ve politika arasındaki karmaşık ilişki, Strauss’un yazı ve derslerinin kalıcı bir temasıdır. Dahası, bu diyalog Strauss’un düşünsel gelişiminde önemli bir rol oynar. Strauss, Platon başta olmak üzere politik felsefe geleneği üzerine bir ömür boyu yürütmüş olduğu derin ve devamlı araştırmaların muhteşem meyvelerini bu derslerinde sunar. Sokrates’in Savunması’nı yorumlarken, en iyi yaşam şekline dair Sokratik soru üzerine kurulmuş kendine özgü akılcılık hakkında geliştirdiği anlayışı sunar ve test eder. Savunma’yı tartışırken Strauss, Platon’un Sokrates’inin dinleyicisinin kafasını karıştırmak ve okuyucu-izleyicisinin düşünceli farkındalığını tetiklemek için kullandığı sayısız retorik ve poetik aracı açığa çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda diyaloglardaki argümanın altında yatan ve onları şekillendiren belirli eylemi aydınlatır. Savunma’da, Sokrates’in hem mahkûmiyetini hem de gelecekteki itibarını güvence altına almaya yönelik olarak davacılarına ve yargıçlarına kafa tutmasına ve onları aşağılamasına tanık oluruz. Sokrates’in Savunması, Strauss’un ifadesiyle “Platonik kozmosa açılan kapıdır: Kendisine yöneltilen büyük suçlamadan önceki tüm yaşamının, tüm yaşam şeklinin, en büyük kalabalığa, Atina kentine hesabını verir; Savunma Sokrates’in Atina kenti ile diyaloğudur.”
