Adı:
Sayılamayanlar
Yazar:
Baskı tarihi:
2010
Sayfa sayısı:
187
Format:
Karton kapak
ISBN:
9786056118333
Dil:
Türkçe
Ülke:
Türkiye
Yayınevi:
Ferfir Yayınları
Neden sayılamadılar?
"Evrensel "akıl" ve "vicdan" geleneğinin erozyonu…
Zaman içinde giderek çirkinleşen toplumsal bir şartlanma…
Bu erozyonun ve bu şartlanmanın orta yerinde bakirliği sonsuzlaşan saf tutkulu bir sevgi öyküsü.
Ahmet Mahir Pekşen, bu romanında bir sahneyi ayan ediyor bizlere. Bizi sahnenin içinde çok fazla gezdirmese de gözlerimizin bir köşesinde örtülü kalmış olabilecek bazı "kırmızı" perdeleri yeniden kaldırıyor. Hatırlatıyor bize sayılamayanları... Sahne dekorlarına dokunmadan "manzarayı" olduğu gibi görmenizi sağlıyor.
sayılamayanlar… görünemeyenler… görülemeyenler…
Onlar her yerdeler… Büyük şehirlerde, kasabalarda, köylerde…
Onları birer hayalet haline getiren güç nedir? Sayılamayanlar, hayretle ve ibretle okuyacağınız bir roman.
"Evrensel "akıl" ve "vicdan" geleneğinin erozyonu…
Zaman içinde giderek çirkinleşen toplumsal bir şartlanma…
Bu erozyonun ve bu şartlanmanın orta yerinde bakirliği sonsuzlaşan saf tutkulu bir sevgi öyküsü.
Ahmet Mahir Pekşen, bu romanında bir sahneyi ayan ediyor bizlere. Bizi sahnenin içinde çok fazla gezdirmese de gözlerimizin bir köşesinde örtülü kalmış olabilecek bazı "kırmızı" perdeleri yeniden kaldırıyor. Hatırlatıyor bize sayılamayanları... Sahne dekorlarına dokunmadan "manzarayı" olduğu gibi görmenizi sağlıyor.
sayılamayanlar… görünemeyenler… görülemeyenler…
Onlar her yerdeler… Büyük şehirlerde, kasabalarda, köylerde…
Onları birer hayalet haline getiren güç nedir? Sayılamayanlar, hayretle ve ibretle okuyacağınız bir roman.
187 syf.
·3 günde·7/10 puan
Eski zamanlardan kalan ancak günümüzde de ne yazıkki bazı yörelerde geçerliliğini sürdüren bir geleneğin anlatıldığı, töre kelimesi arkasına gizlenerek her türlü kötülükleri nasıl normalmiş gibi gösterildiğini gözler önüne seren, her dönemde karşılaşabileceğimiz, insanın içine işleyen güzel bir eser olmuş.
Sadece kitabın finalini beğenmedim açıkcası. Bazı konular havada kaldı ve sanki biraz kestirilip atılmış gibi. Kitap öyle bitti ki sanki seri bir kitap ve ikincisi varmış izlenimi oluştu bende. (belkide vardır, araştırmadım)
Sadece kitabın finalini beğenmedim açıkcası. Bazı konular havada kaldı ve sanki biraz kestirilip atılmış gibi. Kitap öyle bitti ki sanki seri bir kitap ve ikincisi varmış izlenimi oluştu bende. (belkide vardır, araştırmadım)
“Rüyandaki kovalayandan uyanarak kurtulusun. Ya yaşamdaki tehlikelerden nasıl kurtulacaksın?”
Sayfa 77 - Ferfir yayınları
“İnsan sadece kendisinin cevaplayabileceği sorulara bile, mantıklı yanıt bulamıyordu bazen.”
Sayfa 33 - Ferfir yayınları
“...yalnızlığın en korkuncu, kalabalıklar içinde yaşananıydı.”
Sayfa 43 - Ferfir yayınları
“Kaderi Tanrı’nın yazdığına inananlar, dönüp sana kader çizmeye kalkarlar.”
Sayfa 64 - Ferfir yayınları
“Hayaller hayata attığımız kementlerdir. O kementler olmasa bizi hayata kim bağlar ki?”
Sayfa 97 - Ferfir yayınları
“Şiiri yüzler yazmaz, yürekler doğurur.”
Sayfa 20 - Ferfir yayınları
“...kara namus lekesini, kırmızı kanla temizleme...”
Sayfa 13 - Ferfir yayınları
Kitabın basım bilgileri
Adı:
Sayılamayanlar
Yazar:
Baskı tarihi:
2010
Sayfa sayısı:
187
Format:
Karton kapak
ISBN:
9786056118333
Dil:
Türkçe
Ülke:
Türkiye
Yayınevi:
Ferfir Yayınları
Neden sayılamadılar?
"Evrensel "akıl" ve "vicdan" geleneğinin erozyonu…
Zaman içinde giderek çirkinleşen toplumsal bir şartlanma…
Bu erozyonun ve bu şartlanmanın orta yerinde bakirliği sonsuzlaşan saf tutkulu bir sevgi öyküsü.
Ahmet Mahir Pekşen, bu romanında bir sahneyi ayan ediyor bizlere. Bizi sahnenin içinde çok fazla gezdirmese de gözlerimizin bir köşesinde örtülü kalmış olabilecek bazı "kırmızı" perdeleri yeniden kaldırıyor. Hatırlatıyor bize sayılamayanları... Sahne dekorlarına dokunmadan "manzarayı" olduğu gibi görmenizi sağlıyor.
sayılamayanlar… görünemeyenler… görülemeyenler…
Onlar her yerdeler… Büyük şehirlerde, kasabalarda, köylerde…
Onları birer hayalet haline getiren güç nedir? Sayılamayanlar, hayretle ve ibretle okuyacağınız bir roman.
"Evrensel "akıl" ve "vicdan" geleneğinin erozyonu…
Zaman içinde giderek çirkinleşen toplumsal bir şartlanma…
Bu erozyonun ve bu şartlanmanın orta yerinde bakirliği sonsuzlaşan saf tutkulu bir sevgi öyküsü.
Ahmet Mahir Pekşen, bu romanında bir sahneyi ayan ediyor bizlere. Bizi sahnenin içinde çok fazla gezdirmese de gözlerimizin bir köşesinde örtülü kalmış olabilecek bazı "kırmızı" perdeleri yeniden kaldırıyor. Hatırlatıyor bize sayılamayanları... Sahne dekorlarına dokunmadan "manzarayı" olduğu gibi görmenizi sağlıyor.
sayılamayanlar… görünemeyenler… görülemeyenler…
Onlar her yerdeler… Büyük şehirlerde, kasabalarda, köylerde…
Onları birer hayalet haline getiren güç nedir? Sayılamayanlar, hayretle ve ibretle okuyacağınız bir roman.
