Batı'nın, kendisini guzelleyerek model yapabilmesi için, Doğu'yu çirkinleştirmesi zorunlu olmaktadır ki, bunun hâlâ sürdüğünü görüyoruz.
Özetle, Batı, Doğu aynasında görünmüştür ve kendisini beğenebilmek için aynayı her gün daha da bozmuştur.
Clausewitz, bize imkansız bir savaş teorisi vermiştir; artık savaşın temel hedefinin karşı tarafın iradesini teslim almak olduğunu öğrenmiş durumdayız, irade zaptını kalıcı kılmak için de ilk iş silahsızlandırmaktır. Mondros Mütarekesi'ne, ülkenin silahsızlandırma ile biteceğinin açıklanması, Clausewitz teorisine uygundur. Ancak Clausewitz, emperyalizm öncesi bir teorisyen idi; şimdi temel amaç beyinleri zaptetmek ve değerler sistemini tahrip etmektir. Bunu kalıcı yapmanın yolu ise, insanı yozlaştırmaktan geçiyor; yoz, alçaklıktan haz alan yaratıktır. Bu nedenle yozun bir daha herhangi bir değer sistemi kazanması imkansız görünüyor; şimdilerde, edebiyata yüklenen en önemli misyon buradadır.
Üçüncü Murat, yahudilerin statüsünü düşürmek mecburiyetini duyuyordu ki, bir kıyafet reformu ile gösterişli giyinmelerini yasakladı ve aşağılamak için de, kızılbaş misli, baş giysilerinin kırmızı olması için bir ferman çıkardı, yahudilerin iktidardan uzaklaştırılma dönemi başlamaktadır.
Demek, şimdi Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı nesrini bu açıdan bir manifesto saymak yerindedir, Üçüncü Murat Dönemi'ni ve yahudilere katliamı yazmaktadır; nesrinde kırmızı üzerine güzelleme ve savunma var.
Eylülist Rejim, en büyük ve en kolay başarısını sanat ve edebiyat alanında kazandı. Çok kısa bir zamanda ve gerekli fiyatın binde birini bile ödemeden, Türk sanatının sorunsalını, biçemini, biçimim, içeriğini, baş aktör ile aktristlerini değiştirmede çok büyük bir başarı elde etti.