Seçilmiş Yazılar

Fikret Başkaya

Seçilmiş Yazılar Quotes

You can find Seçilmiş Yazılar quotes, Seçilmiş Yazılar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Kapitalist daha büyük sermayeye sahip olabilmek için, sömü­rü oranını sürekli olarak büyütmek zorundadır. Bunun en kestirme yolu da, çalışma sürelerini uzatmak, reel ücretleri (ücretin satın alma gücü) düşürmek, çalışma temposunu hızlandırmaktır.
Tarih; mücadele eden, direnen, itiraz eden ve başkaldıran insanların eseridir. Eğer mücadele yoksa, başkaldırı yoksa, tarih de yoktur.
Reklam
Eğitim, soru sormayan, cevap aramayan, iyiyle kötü- doğruyla yanlış, gerçekle-yalan arasında ayrım yapmaktan aciz insanlar yetiştirmeyi amaçlıyor. Velhasıl, yozlaşmış düzenin istediği insan tipi şimdilerde sayın seyircilerin şahsında gerçekleşmiş görünüyor. Olup-bitenlere müdahale edemeyen, etmeyi aklından bile geçirmeyen, pasif, edilgen, sünepe bir insan tipi isteniyor. Hepimizden sayın seyirciler olmamız isteniyor. Bu sefil duruma razı olmak, bu kepazeliği kabullenmek zorunda değiliz. Bunun da yolu, irade sahibi insanlar olarak sürece müdahale etmektir.
Bu dünyada herkes için aynı anlama gelen bir kavram yoktur ve bu durum, toplum sınıflara bölünmüş olarak kaldıkça değişmeyecektir . Bu yüzden, metodolojik bir hatırlatma uygun olabilir. Kavramlar birileri tarafından, bir amaç için ortaya atılıyor. Kavramanın içeriği onu ortaya atan tarafından, ya da onu kullanan tarafından dolduruluyor. Bu, en temel, en çok kullanılan kavramlar için de öyledir. Mesela demokrasi, barış kavramları veya sözcükleri, herkes için aynı anlama gelmiyor. George Bush 'un demokrasiden anladığı, anlamak istediğiyle, militan bir işçinin anladığı farklıdır.
Türkiye'de, anaokulundan üniversiteye kadar verilen eğitim, gençlerin düşünme yeteneğini dumura uğratıyor. Okullar, insanların yaratıcı yeteneğini boğmak üzere kurgulanmış durumdadır. Eğimin amacı, insandaki yaratıcı insani potansiyeli harekete geçirmek de­ğil, onu bastırmak, boğmak, yok etmektir.
Türkiye ' de siyasi partiler ekseri birer 'muvazaa partisi' (danışıklı dövüş) olarak kurulurlar, kurdurulurlar.
Reklam
Uzman, dar bir alanda bilgi ve beceri sahibidir, realitenin çok kü­çük bir alanında bir şeyler bilir ama bu onun genel-evrensel sorunlar konusunda tam bir kara cahil olmadığı anlamına gelmez. Bu bakımdan, gerçek aydın sadece bir şeyler bilen, eğitim görmüş biri değildir. Bilgili olmaktan öteye meziyetleri de olan biridir. Gerçek aydın, Bu kervan nereye gidiyor sorusunu sorabilendir.
Mafya'yı eğelendiren biri sanatçı sayılamaz. Çok satmak, çok kazanmak ve kazandırmak estetik performansın ölçüsü değildir. Gerçeğin peşine düşmeyenin de bilim insanı sayılamayacağı gibi. Yetenek, bir başına sanatçı olmak için yeterli değildir. Ancak estetik öğelerin diyalektik bütünlüğünü yakalayabilenler, sanatın gerektirdiği yüksekliğe çıkabilenler, etik tutarlılığı ve duyarlılığı koruyabilenler gerçek sanatçı sıfatını hak edebilirler ...
Sömürü, baskı, zulüm, toplumsal eşitsizlik, adaletsizlik, ekseri sanıldığı gibi sadece zora, çıplak şiddete dayanmaz. Egemenlik esas itibariyle ' gönüllü köleliğe' veya ' gönüllü kabullenmeye dayanır. En azından sömürü ve baskı düzeninin sürdürülmesinde ' gönüllü köleliğin' başat işlev gördüğünü söylemek mümkündür. Gönüllü kölelik de ezilen ve sömürülenlerin egemen (veya resmi) ideoloj iyi içselleştirmeleri demektir. Başka türlü söylersek, egemen ideoloj iyle insanların bilinci sömürgeleştiriliyor. Bilindiği gibi egemen ideoloj i, kavramlar, sözcükler, söylemler ve kurumlarla oluşturuluyor. Bilincin sömürgeleştirilmesi için de ' aydın' denilenler, yazarlar, uzmanlar, bilim erbabı, şimdilerde think tank kuruluşları ve Nobel ödüllü iktisat profesörleri seferber ediliyor. Bir bütün olarak bu taifenin misyonu, yalanı gerçek, yanlışı doğru, kötüyü iyi, vb. 'gibi' göstermektir. Velhasıl bunların misyonu marksist anlamda 'yanlış bilinç' yaratmaktır
Entellektüel bu bakımdan gerçeğin çarpıtılmış versiyonunu teş­hir eden biridir. Hiçbir egemen/resmi ideoloji kategorisine itibar etmez. Tam tersine onu teşhir eder. Entellektüelin işlevi, toplumun kritik bir eşiğe yaklaştığı durumlarda daha da büyük önem kazanır. Olup bitenlerin anlamına açıklık getirerek, sürecin niteliğine dair kafa karışıklığının aşılmasını sağlar ve hareketin önünün açılmasını kolaylaştırır. Bir bakıma entellektüel "bu gemi ne yöne doğru seyrediyor" sorusunu sorandır. Bu onun 'uzmandan' ayrılan niteli­ğidir ... Entellektüel, tanımı ve doğası gereği muhaliftir
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.