Seçilmiş Yazılar

Fikret Başkaya

Oldest Seçilmiş Yazılar Quotes

You can find Oldest Seçilmiş Yazılar quotes, oldest Seçilmiş Yazılar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Entellektüel bu bakımdan gerçeğin çarpıtılmış versiyonunu teş­hir eden biridir. Hiçbir egemen/resmi ideoloji kategorisine itibar etmez. Tam tersine onu teşhir eder. Entellektüelin işlevi, toplumun kritik bir eşiğe yaklaştığı durumlarda daha da büyük önem kazanır. Olup bitenlerin anlamına açıklık getirerek, sürecin niteliğine dair kafa karışıklığının aşılmasını sağlar ve hareketin önünün açılmasını kolaylaştırır. Bir bakıma entellektüel "bu gemi ne yöne doğru seyrediyor" sorusunu sorandır. Bu onun 'uzmandan' ayrılan niteli­ğidir ... Entellektüel, tanımı ve doğası gereği muhaliftir
Olayların, olguların, süreçlerin 'görünmeyen' yanını bilince çıkarmak, entellektüelin ve gerçek bilim insanının varlık nedenidir ... Bu niteliğinden ötürü de o her zaman "sürüden ayrılandır." Eğer öyleyse, "sürüden ayrılmış olmanın" bedelini de ödemek durumundadır. Yalanın karşısında, gerçeğin tarafında yer almaksa, işin doğası gereği ve kaçınılmaz olarak egemen sınıfın, güç ve iktidar odaklarının karşısına dikilmektir. Her koşulda doğruyu haykırma basireti ve cesareti onun egemen sınıf ve onun akıl hocaları (sosyolojik aydınlar), 'ideolojik tetikçileri' tarafından 'düşman', 'bölücü', 'yıkıcı', duruma göre 'zındık' 'çağ dışı', vb. ilan edilmesiyle sonuçlanır.
Reklam
Bu dünyada herkes için aynı anlama gelen bir kavram yoktur ve bu durum, toplum sınıflara bölünmüş olarak kaldıkça değişmeyecektir . Bu yüzden, metodolojik bir hatırlatma uygun olabilir. Kavramlar birileri tarafından, bir amaç için ortaya atılıyor. Kavramanın içeriği onu ortaya atan tarafından, ya da onu kullanan tarafından dolduruluyor. Bu, en temel, en çok kullanılan kavramlar için de öyledir. Mesela demokrasi, barış kavramları veya sözcükleri, herkes için aynı anlama gelmiyor. George Bush 'un demokrasiden anladığı, anlamak istediğiyle, militan bir işçinin anladığı farklıdır.
Küresel kapitalizmin (emperyalizmin) her düzeyde saldırısını yoğunlaştırdığı koşullarda, entellektüellere önemli bir misyon düşü­ yor. Karşı-saldırının oluşması ve başarısı, kitlelerin yeniden 'tarihin öznesi olma' iddiasını ortaya koymalarına bağlı ve bu süreçte entellektüel işlev 'olamazsa olmaz' bir öneme sahip olacaktır. Zira, entellektüeller, sadece 'ileri insanlığın' haysiyetini ve vicdanını temsil etmek değil, aynı zamanda yaşanabilir bir dünya ve uygarlık modelinin de habercisidirler.
Sömürü, baskı, zulüm, toplumsal eşitsizlik, adaletsizlik, ekseri sanıldığı gibi sadece zora, çıplak şiddete dayanmaz. Egemenlik esas itibariyle ' gönüllü köleliğe' veya ' gönüllü kabullenmeye dayanır. En azından sömürü ve baskı düzeninin sürdürülmesinde ' gönüllü köleliğin' başat işlev gördüğünü söylemek mümkündür. Gönüllü kölelik de ezilen ve sömürülenlerin egemen (veya resmi) ideoloj iyi içselleştirmeleri demektir. Başka türlü söylersek, egemen ideoloj iyle insanların bilinci sömürgeleştiriliyor. Bilindiği gibi egemen ideoloj i, kavramlar, sözcükler, söylemler ve kurumlarla oluşturuluyor. Bilincin sömürgeleştirilmesi için de ' aydın' denilenler, yazarlar, uzmanlar, bilim erbabı, şimdilerde think tank kuruluşları ve Nobel ödüllü iktisat profesörleri seferber ediliyor. Bir bütün olarak bu taifenin misyonu, yalanı gerçek, yanlışı doğru, kötüyü iyi, vb. 'gibi' göstermektir. Velhasıl bunların misyonu marksist anlamda 'yanlış bilinç' yaratmaktır
İşçi (proleter), yaşam karşısında çıplak, korumasız durumdadır. Zira, hem üretmek, hem de yaşamak için gerekli araçlardan yoksundur.
Reklam
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.