En Eski Seçme Şiirler kitaplarını, en eski Seçme Şiirler sözleri ve alıntılarını, en eski Seçme Şiirler yazarlarını, en eski Seçme Şiirler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tükendi gençliğim karanlıklarda,
Çılgın fırtınalar da ve yağmurlarda;
Güneş bazen açtı, kapandı derhal
Bahtımın yazgısı karanlıklarda;
Öyle harap ettiler ki gönül bahçemi
Dallar hep kırıldı, yapraklar yerde
Kuytular da birkaç meyvesi kaldı.
Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülere sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten kimine gam.
Oysa şimdi küçük kız, bakışların
Fırtınaya tutulmuş tayfaların
Rüzgar dinse bile, yarılmış, kırık
Tekneleri sulara gömülürken
Umutsuz, çaresiz gözlerine dökülen
Parlak bir yıldızın ışığından farksız.
Göz susuzluğundan sen yürürken odada
Ve bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini
Daha beter seni kaçak
Seni yabancı bilmekten
Aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan
Oyuncak bebeklerin ülkesinden geliyorum ben
Bir resimli kitap bahçesinde
Kâğıt ağaçların gölgesi altından
Toprak yollarında geçip giden
Kuru mevsiminden, kısır aşk ve dostluk deneylerinin
Ölüm gelecek ve senin gözlerine bakacak
sabahtan akşama dek,uykusuz,
sağır,eski bir pişmanlık
ya da anlamsız bir ayıp gibi
ardını bırakmayan bu ölüm.
Bir boş söz,bir kesik çığlık,
bir sessizlik olacak gözlerin:
Dört şaşkın gözümüz için tek bir ormana.
birbirine gönülden bağlı iki çocuk için bir kumsala.
bizim apaçık duygudaşlığımız için ezgili bir eve,
indirgendiğinde dünya, işte o zaman bulacağım sizi
Uçsuz bir denizdir bulanır kuş gölgelerinde
Sonra birden güneş çıkar o bulanıklık geçer
Yaz meleklerinin eteklerinden bulutlar biçer
Göklerin en mavisi buğdayların üzerinde