Seçmeler Gönderileri
Seçmeler kitaplarını, Seçmeler sözleri ve alıntılarını, Seçmeler yazarlarını, Seçmeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilinçsizlik her insanın en derin sırrıdır.
Sayfa 58Kitabı okudu
...''bugün, dünyamızda insanlar ahlâk anlayışında daha içtenlikle davranıyor; kadınlar, cinsellik ve cinsel isteklerini daha özgürce kabulleniyorlarsa; her bireyin biricik özüne saygı göstermeyi öğrenmişsek ve manevi varlığımızın sırrının yaratıcı kavrayışına sahipsek bunu freud'a borçluyuz''....
...
(stefan zweig)
Kral ile temasın içkışkırtıcı imrenmesinden korkan uyruk, kendisine daha az imrenme esinleyen ve belki birgün eşit duruma gelebileceği memurla görüştürülür.
Memura gelince, krala karşı besleyebileceği imrenme, kendisine verilmiş olan gücün bilincine varmakla hafifletilir.
Bir tabuya karşı gelen insanın kendisi tabu olur, çünkü, başkalarını kendi örneğini izlemeye kışkırtan tehlikeli bir yeteneğe sahiptir. Kıskanma ve imrenme doğurur: Herkese yasak olan şey için neden ona izin verilsin? Onun örneği, başkalarını taklit yapmaya ittiğinden, demek ki o, gerçekten bulaşıcıdır.
Tabu, bilinçsizliğin pek kuvvetli bir eğilimle itildiği yasak bir eylemdir.
Tabular, ilkel insanların bir kuşağına vaktiyle dışarıdan konulmuş ya da daha önceki bir kuşak tarafından ona zorla kabul ettirilmiş pek eski yasaklamalardır.
Aşk kıskançlıklarının şüphesiz ki çocukluk deneylerinde kökleri vardır, hiç değilse onlar tarafından güçlendirilmiştir. (Babayı anneden/ Anneyi babadan kıskanmaktan)
Aşırı bir ana-baba sevgisi, erken bir şehvetlilik doğurabileceği, çocuğu “şımartacağı”, bir zaman süresince aşktan vazgeçmede ya da ölçülü bir aşkla tatmin olmada güçsüz kılacağından, zararlı bir hal alır.
İnsan ruhu, daha yüksek bir anlamın umudu olmaksızın, inancın rüyaları olmaksızın varoluşa dayanabilir miydi?
Her ‘olasılık’ ince bir avuntudan başka birşey değildir ve hiçbir ‘belki’ yüce gerçekliklere inanmanın dinmez susamışlığını gideremez.
İyileşmek için, insanın önce hastalığını anlaması, bilmesi gerekir.
Sapıklar çoğunlukla üretme öncesi çağlarının belli bir şehvetli gerçekleştirme biçimini, gelişme dönemlerinin erotik bir olayını uğursuz bir bağlılıkla hatırlayan ve tekrarlanma saplantısının baskısı altında olarak hazzı ancak bu yönde arayabilenlerdir.
Sapıklar, hasta olmadıkları gibi, bilinçli bir şekilde kanunlara karşı ayaklanan kimseler değillerdir; onlar istemeyerek ilk gençliklerinin bir olayına zincirlenmiş, çocukçalık içine saplanıp batmış tutuklulardır ve doğru yolundan sapmış içgüdülerini şiddetli yenme arzusu, onları nevrozlular ve psikozlular yapmaktadır.
Nevrozlar, iç ya da dış engellerin, erotik ihtiyaçların gerçek tatminini kösteklediği yerde doğarlar.
İyiler, başkalarının gerçekten yaptığını rüyada görmekle kalanlardır.
-Platon