Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İnatçı İyimserin İklim Kriziyle Mücadele Rehberi

Seçtiğimiz Gelecek

Christiana Figueres

Seçtiğimiz Gelecek Gönderileri

Seçtiğimiz Gelecek kitaplarını, Seçtiğimiz Gelecek sözleri ve alıntılarını, Seçtiğimiz Gelecek yazarlarını, Seçtiğimiz Gelecek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiç kimse çocukla ve torunları için geleceğin ne olacağını bilmiyor, bir taşma noktasını bir başka taşma noktası takip ederken geleceğe dair ciddi endişeler nüksediyor. Bazıları insanların bir zamanlar konfor alanlanı sayılan yerleri terk edip küçük kabileler halinde yeni topraklar arayacaklarını ve yaşamalarına imkan tanıyan herhangi bir yerde hayatlarına devam edeceklerini iddia ediyor.
Sayfa 32 - Siyah KitapKitabı okuyor
İklim krizinde aciliyet
Kimileri tehditlere sadece acil olduklarında tepki vermeye programlandığımıza inanıyor. İklim değişikliğinden kaynaklanan tehditlerse şu an fazlasıyla acil. Her yerde karşımıza çıkan süper hücreli fırtınalar, siklonlar, orman yangınları, kuraklıklar ve seller bize bu krize dair pek çok kanıt sunuyor.
Sayfa 23 - Siyah KitapKitabı okuyor
Reklam
Özetle ya hepimiz birlikte kazanacak ya da birlikte kaybedeceğiz…
“Dünyamız sadece elli yıl öncesine kıyasla çok daha az böcek ,kuş ve memeliye ve çok daha az yeşil alana sahip.Topraklarımız daha verimsiz ,okyanuslarımız bize karşı eskisi kadar cömert değil .Sera gazı emisyonlarımız için atmosferdeki alanın tükendiği gerçeğiyse ,idraki zor olmakla birlikte bizler için gerçek bir tehdit.Atmosferi elli yıldır suyun değil ,sera gazının doldurduğu bir küvet olarak düşünün.Günümüzde sera gazları küvetin kenarlarına,nihai sınırlarına veya atmosferin içerebileceği bilimsel olarak belirlenmiş maksimum gaz miktarına,yani karbon bütçesine yaklaşıyor.Karbon bütçesini aşarsak ,küvet kontrolsüz bir şekilde taşmaya başlayacak.Korkunç sonuçları tahmin edilemez ve asla geri döndürülemez o son damlanın eşiğindeyiz.Dünyanın neresinde olursa olsun emilen her karbondioksit bu felaket olasılığını artırıyor.Küvetteki alanı hızla tüketiyoruz.Ve bu nihai kıtlık anlamına geliyor.”
“Şu anda yarattığımız dünya ,havanın 3 dereceden fazla ısınmasına yol açıyor.. Hükümetler,şirketler ve dünya halkı 2015’te kaydedilenden daha fazla çaba sarf etmezlerse ,2100’e kadar en az 3,7 derecelik bir ısınma gerçekleşecek. Yüzyılın ikinci yarısına dek en kötü senaryolara dair bir şey hissetmesek bile ,sonrasında sefaletin artacağı ,biyoçeşitliliğin yok olacağı,bizlerin ve çocuklarımızın,her şeyin hızla ve geri döndürülemez şekilde kötüye gideceği bir dünyada yaşaması kaçınılmaz olacak.”
“Dünyadaki hayatı bildiğimiz şekilde sürdürme konusunda son sınıra vardığımızda ,hayatımızı tanımlayan hikayelerin de sınırına ulaşmış olacağız.Bireysel rekabet yoluyla elde edilen kişisel başarılar ,tüketim çılgınlığı ,insanlık olarak ortak hareket edebileceğimize dair şüphelerimiz ve dünyaya verdiğimiz zarar konusundaki boşvermişliğimiz - artık hiçbirinin kimseye faydası olmayacak.”
“Tüketicilik bizi kişilik satın alabileceğimizi düşünmeye iter.Dahası zihinsel alanımızı tüketir,değerlerimizin ve kimliğimizin tek kullanımlık atıkların çoğalması üzerine inşa edildiği dar bir dünya görüşünü dayatır.”
Reklam
Tatmin olunur olunmaz,yeni isteğe yol açacak sonsuz yeni istek!
“Güney Hindistan’ın maymun tuzağı,zekice hazırlanmıştır ama acımasızdır.Yere sabitlenmiş tuzağın içinde,ortası boş bir hindistanceviziyle bir top yapışkan pirinç vardır.Maymun tuzağa yaklaşır ve kokusu burnuna gelen pirinci kapmak için elini deliğe sokar ama bu delik,elini pirinç topuyla çekebileceği kadar büyük değildir.İçgüdüleri ona elini pirinç topunun üzerinden çekmemesini söyler,böylece fiziksel bir şey tarafından değil ,tamamen kendi hevesi yüzünden kapana kısılmış olur.Oysa pirinç topunu bıraksa özgür olacaktır. Satın alma ,kullanıp çöpe atma döngüsü olan tüketimle ilişkimiz de böyle .Bizi tuzağa düşürdüğünün farkındayız bu alışkanlık ,ruhumuza öyle işlemiş ki bir türlü sona erdiremiyoruz. Satın aldığımız şeylerin çoğu kimlik duygumuzu güçlendirmeye yönelik…”
“2018de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yakıt vergisini artırarak emisyonları ve hava kirliliğini azaltmayı denedi.Ancak herkesi ikna etmeyi başaramadı-ay sonunu getirmek için işe gidip gelmek zorunda olan kesim aylık maliyetlerinde kabul edilemez bir artışla karşılaşınca,hükümeti tamamen hazırlıksız yakalayan ayaklanmalar da kaçınılmaz oldu.Sarı Yelekliler hareketi böylece Macron’u planını terk etmeye zorladı… Peki bu kopukluklar neden oluyor?Kullandığımız medya araçlarıyla bölünüyor olmamız bunun temel nedenlerinden biri.Kendi görüşlerimizi yansıtan veya destekleyen fikirlerin okuma eğilimindeyiz .Oysa böyle yaparak sadece duymak istediklerimizi ve zaten inandıklarımızı pekiştirmekle kalıyoruz.”
“Dünya artık tek yönlü büyümeyi kaldırmıyor .İnsanlığın doğadan faydalanma sürecinin sonuna geldik.Kazanım vakti geride kaldı.Karşımızda artık DİKKAT UÇURUM yazan kocaman,kırmızı bir tabela var!”
“Tüketmek yerine yenilenmeye ,doğrusal ekonomiler yerine döngüsel ekonomilere ,bireysel yarar yerine ortak faydaya,kısa düşünmek yerine uzun vadeli düşünmeye odaklanmalıyız.”
Reklam
Hayatta kalmak ve ilerlemek için bu düzenin değişmesi şart!
“Ekonomimiz doğal kaynakları fütursuzca ve düşüncesizce kullanabileceğimizi ,onları çarçur edebileceğimizi ,gezegenden ,yenileyeceğinden daha fazlasını almayı ve onu temizleyebileceğimizden fazla kirletmeyi doğal kabul eden bir sistem üzerine kurulu.Öyle ki zamanla eylemlerimizi temellendirdiğimiz ,normalleştirdiğimiz sömürücü bir ahlak düzenini benimsedik…”
Herkesin aklında şu iki tarih olmalı : 2030 ve 2050 Evet,kritik on yıl içindeyiz .Bugünden 2030 yılına kadar yapılacak her şeyin ,enazından gezegenimizdeki yüzlerce yıllık hayat kalitesini belirleyeceğini söylemek abartı değil .Emisyon oranını önümüzdeki on yıl içinde yarıya indirmezsek,2050’ye ve net sıfıra ulaşana dek her on yılda bir emisyonun yarın düşürülme şansı azalacak . Bu bizim için son sınır.Bu sınırı aşamayız. Neden mi ? Çünkü iklim değişikliğinin etkileri düz bir doğruyu takip etmiyor .Biraz daha fazlası ,biraz daha kötü demek değil.Gezegenimizdeki Arktik deniz buzu,Grönland buzulları ,Kanada ve Rusya’nın boreal ormanları ve Amazon’un tropikal bitki örtüsü gibi bölgeleri kritik derecede önemli .Binlerce yıldır dünyadaki sabit sıcaklığı koruyorlar.Bu ekosistemler yanıp kül olur ya da varlıkları tehlikeye girerse ,küresel sıcaklık hızla artacak ve dünya çapında telafisi imkansız hasarları kaçınılmaz kılacak .