victor hugo'nun harika bir konuyu, bize süründüre süründüre anlattığı kitaptır.
olay kurgusu mükemmel fakat olayla alakasız o kadar uzun ve gereksiz detaylar veriyor ki harakiri yapasınız geliyor.
örnek olarak;
- 50 sayfadan fazla, napolyon'un hezimete uğradığı waterloo savaşı'nı anlatıyor. ama ne anlatma... top tüfek sayısına varana kadar.
- romanda olayın bir kısmının geçtiği kilisenin tarihini anlatmakla kalmıyor, kilisedeki yapılan ayinlerin de tarihini anlatıyor. bu da en az 30 sayfa ediyor.
- yine 30-40 sayfa paris'in kanalizasyon sistemini anlatıyor. düşünsenize kitap yazıyorsunuz, olay istanbul'da geçiyor, 30 sayfa istanbul'un altyapı çalışmalarından bahsediyorsunuz. ne kadar akıcı olur ?
- kitapta yer yer işlenen temalar hakkında kendi fikirlerini söylüyor. eeeyy bay hugo. ya senin fikrinin ne önemi var ?
bu kitapla ilgili bir teşbih yapacak olursam; konusu bakımından son model hızlı bir araba. ama victor hugo kitabı öyle gereksiz detaylara boğmuş ki, arabayı el frenini indirmeden kullanmaya çalışıyor gibi hissediyorsunuz.