Seke Seke Ben Geldim - Sekmeler V

M. Kayahan Özgül

Seke Seke Ben Geldim - Sekmeler V Sözleri ve Alıntıları

Seke Seke Ben Geldim - Sekmeler V sözleri ve alıntılarını, Seke Seke Ben Geldim - Sekmeler V kitap alıntılarını, Seke Seke Ben Geldim - Sekmeler V en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nota Bene
Edebiyat deryasında denizanası gibi saydam olmak değil, başka kabuklara sığınmış yengeç gibi ruhunu, figürlerini ve kelimelerini kat kat gizlemek makbûldür. Daha ilk cümlede içini gördüğü bir metin, okurun niçin ilgisini çeksin ki?...
Sayfa 200 - ÇolpanKitabı okudu
Nota Bene
1795'te Paris'te faaliyete geçen L'École de langues orientales, uzun yıllar boyunca Arap, Fars, Afgan, Hint, Urdu, Çin ve daha pek çok Şark kavmine ilgi göstermişken, türkoloji bölümünü ancak 1872'de açabilmiştir. Bu gecikme yeteri kadar büyük bir ayıp değilmiş gibi, handiyse yüz yıl boyunca, okuldaki Türkçe derslerini de Ermeniler vermiştir. Muhtemelen, bölümde ders veren İlk Türk Abdülhak Adnan Bey'dir. Adıvar, Jean Deny'nin isteğini kabûl ederek, 1929' dan itibaren, sekiz yıl boyunca burada Türkçe dersleri vermiştir. Baştan sona ayıp, ama bize ayıp... Türkoloji çalışmaya 1750'de, 1650'de başlamamızı engelleyen ne vardı? Türkçe'nin gramerini anlatabilecek âlimimiz vardı da yine gidip Ermenileri mi seçtiler? Hiçbir gramer çalışması olmayan Adıvar'ın bu dersi vermekte yeterli bulunuşu, bir iyi niyet işareti değil midir? Daha fazlasını bilen Türk hocalar vardı da adamlar Adnan Bey'de inat mı ettiler? Biraz düşünelim.
Sayfa 163 - ÇolpanKitabı okudu
Reklam
Nota Bene
Kitapçıda raflara bakıyorum; Psikolojiye Giriş, Sosyolojiye Giriş, Felsefeye Giriş, hep ama hep giriş kitapları... Yıllardır bu kitapları görüyorum,; alanlarında en çok onların satıldığına şahit oluyorum. Şu girişi aşıp da asıl alan bilgisine ne zaman geçeceğiz? Bilimin girişinde oyalanmaktan ne zaman kurtulacağız? Daha bunun koridoru var, odaları var, salonu var, salonun başköşesi var, değil mi efendim?
Sayfa 190 - ÇolpanKitabı okudu
Nota Bene
"Sâbit-kadem" dostlarınız olsun; ama "sâbit kalem" yazarlara yüz vermeyin. Dönüp dönüp aynı şeyleri yazanlar kadar, doğru bildiğinin yanlışlığı gösterildiği hâlde vazgeçemeyenlerden de uzak durun. Uğrunda ölünecek fikirler ile ardından gülünecek fikirleri ayırt edebilen edibleriniz olsun. Sık sık Cenab Şehabeddin'in sözünü hatırlayın: "Niçin mi fikir değiştiriyorum? Çünki ben fikirlerimin mâlikiyim, memlûkü değil!"
Sayfa 94 - ÇolpanKitabı okudu
Nota Bene
T. S. Eliot on üç yaşında iken, Fitzgerald'ın Hayyam'dan tercüme ettiği rubaîlerin pek çoğunu ezberden okuyabiliyordu. Bizde - Hayyam'dan geçtim - Nedim'den bir gazeli baştan sona hafızasında tutan şair mi kaldı? Geleneği öldürmek, onu aşmakla mümkündür; unutturmakla değil...
Sayfa 88 - ÇolpanKitabı okudu
Nota Bene
Edebiyatta da " popstar" kalemleri " çoksatar " oluşundan tanırsınız. Pop okur, zirzop yazarı takip eder.
Sayfa 180 - ÇolpanKitabı okudu
Reklam