Hemingway, o tipik ihtişamlı tarzıyla "cesaretin, baskı altındaki zerafet" olduğunu söylemişti. Jacaranda, Hemingway'in tanımının aksine; matador olmak gibi bir niyeti yoksa insanın, baskı altında zerafete de ihtiyaç duymayacağını düşündü. Zarafete, iki baskı arasında ihtiyaç duyardı insan, bir baskıdan diğerine sürüklenirken; yoksa, evi başına yıkılırken değil.